92406 kayıt bulundu.
hafta arası, hafta başı, hafta içi, hafta sonu, hafta tatili
1. isim , isim , isim , isim , Birbiri ardınca gelen yedi günlük dönem
1. Bir iki haftaya kadar taburcu olacağız.
1. Bir iki haftaya kadar taburcu olacağız.
Lisan : Farsça hefte
1. isim , isim , isim , isim , Haftanın cumartesi ve pazar dışında kalan günleri, hafta arası
1. `tedirgin edercesine sık sık` anlamında kullanılan bir söz
1. O, hafta sekiz, gün dokuz bizdedir!
1. O, hafta sekiz, gün dokuz bizdedir!
1. isim , isim , isim , isim , Haftanın son günleri, genellikle cumartesi ve pazar
1. Hafta sonları çıktığı annesinin evinde, hep kıyılarda çekinik durdu.
1. Hafta sonları çıktığı annesinin evinde, hep kıyılarda çekinik durdu.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Uzun süre
1. Bu telkin günlerce, haftalarca devam etti.
1. Bu telkin günlerce, haftalarca devam etti.
Telaffuz : haftala'rca
1. isim , isim , isim , isim , Haftada bir ödenen para
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Haftada bir kez yapılan
1. Haftalık görüşme. Haftalık toplantı.
1. Haftalık görüşme. Haftalık toplantı.
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Haftada bir kez yayımlanan
1. Haftalık rapor.
1. Haftalık rapor.
4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir hafta süren
1. İki haftalık bir çalışma.
1. İki haftalık bir çalışma.
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Olması istenen veya beklenen bir şey olur olmaz duyulan sevinci ve onama duygusunu anlatan bir söz
1. Hah, Orhan da geldi! Hah, ben de bunu söyleyecektim!
1. Hah, Orhan da geldi! Hah, ben de bunu söyleyecektim!
1. ha şöyle
1. Hah şöyle, biraz kendini göster!
1. Hah şöyle, biraz kendini göster!
hahambaşı, hahamhane
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Yahudi din adamı
Lisan : İbranice
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Bir ülkedeki Yahudi topluluğunun dinî başkanı
Telaffuz : haha'mbaşı
1. isim , isim , isim , isim , Hahambaşının görevi
2. Hahambaşına yardımcı olan teşkilat
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Hahamların çalıştığı yer
Lisan : İbranice + Farsça ḫāne
Telaffuz : hahamha:ne
1. isim , isim , isim , isim , Alaylı, yapmacıklı gülerken çıkan ses
Telaffuz : ha'hha
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 105 olan, kaliforniyum atomlarının, azot çekirdekleriyle bombardımanından elde edilmiş yapay element (simgesi Ha)
Lisan : Almanca Hahnium
Telaffuz : ha'hniyum
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Engel
Lisan : Arapça ḥāʾil
Telaffuz : ha:il
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çok acıklı olay
1. Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile
1. Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile
2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Manzum biçimde yazılmış trajedi
Lisan : Arapça hāʾile
Telaffuz : ha:ile
vatan haini
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hıyanet eden (kimse)
1. Bu anlayışsızlığa ve bu vatan hainlerine vahvahlanır, acır gibiydiler.
1. Bu anlayışsızlığa ve bu vatan hainlerine vahvahlanır, acır gibiydiler.
2. Zarar vermekten, üzmekten veya kötülük yapmaktan hoşlanan (kimse)
1. Siz galip olduğunuz için cesur ve hain görünüyorsunuz.
1. Siz galip olduğunuz için cesur ve hain görünüyorsunuz.
3. Kötü niyeti olan
4. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Sitemli bir seslenme sözü
1. Hain! Biz seninle böyle mi konuşmuştuk?
1. Hain! Biz seninle böyle mi konuşmuştuk?
Lisan : Arapça ḫāʾin
Telaffuz : ha:in