92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Kıskanmak, çekememek, haset etmek
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , O günlerde çok sözü edilen kişi
2. Zamanın gereğine göre yön ve tutum değiştiren kimse, zamane adamı
3. Kendisinde zamanın gerektirdiği değerler bulunan kimse, zamane adamı
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bilinmedik bir zamanda
1. Ama bu yapı da günün birinde yıkılırmış, bu sözler de günün birinde aşınırlarmış.
1. Ama bu yapı da günün birinde yıkılırmış, bu sözler de günün birinde aşınırlarmış.
1. kurtulamayacak hasta son günlerini yaşamak
1. bir işin sona ermesi için gereken süreyi tamamlamak
1. Hele günümü doldurup çıkayım, ben ona gösteririm. Onu gebertmezsem anam avradım olsun, derdi.
1. Hele günümü doldurup çıkayım, ben ona gösteririm. Onu gebertmezsem anam avradım olsun, derdi.
1. kötü bir sonla karşılaşmak, cezaya çarptırılmak
2. çocuklarının iyi, mutlu günlerini görmek
3. aybaşı görmek
1. hiçbir şeyi dert edinmeyip gününü hoş geçirmek
1. Sevmek, sevilmek, eğlenip yan gelmek, çubuğunu yakıp gününü gün etmek mi?
1. Sevmek, sevilmek, eğlenip yan gelmek, çubuğunu yakıp gününü gün etmek mi?
1. isim , isim , isim , isim , Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : gü'nyüzü
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ortalık iyice aydınlıkken, iyice gündüzken, dalgündüz
1. O gün güpegündüz İstanbul'un üstünde düşman tayyareleri dolaştılar.
1. O gün güpegündüz İstanbul'un üstünde düşman tayyareleri dolaştılar.
Telaffuz : güpe'gündüz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok güzel
1. Âlemin güpgüzel kızını hiç bırakırlar mı sana?
1. Âlemin güpgüzel kızını hiç bırakırlar mı sana?
Telaffuz : gü'pgüzel
1. isim , isim , isim , isim , İplikten veya ipekten olan, geniş ilmeklerden oluşan bir dantel tğrğ
2. Kumaş
Lisan : Fransızca guipure
gürsoluk
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bol ve güçlü olarak çıkan veya fışkıran
1. Gür, kumral saçlarının çerçevelediği narin yüzü kıpkırmızı idi.
1. Gür, kumral saçlarının çerçevelediği narin yüzü kıpkırmızı idi.
2. Bol, verimli, feyyaz
1. Eski toprağa ektiklerin / Bir yeni güçle göverdi gür
1. Eski toprağa ektiklerin / Bir yeni güçle göverdi gür
gurbet eli, diyarıgurbet
1. isim , isim , isim , isim , Doğup yaşanılmış olan yerden uzak yer, gurbetlik
1. Ben gurbette değilim / Gurbet benim içimde
1. Ben gurbette değilim / Gurbet benim içimde
Lisan : Arapça ġurbet
1. isim , isim , isim , isim , Bir kimsenin doğup büyüdüğü yerden başka yer
1. Bu gurbet ellerde candan usandım / El kahrını çekmede ömrüm puşt oldu
1. Bu gurbet ellerde candan usandım / El kahrını çekmede ömrüm puşt oldu
1. isim , isim , isim , isim , Gurbetçi olma durumu
1. Ohoo, Kemah nere, İstanbul nere? Çalışmaya çıktınız öyle ya, gurbetçilik!
1. Ohoo, Kemah nere, İstanbul nere? Çalışmaya çıktınız öyle ya, gurbetçilik!
1. aile ocağından uzak bir yere gitmek
1. Bir lokma ekmek uğruna çoluk çocuğu ile gurbet ellere düşmüştü.
1. Bir lokma ekmek uğruna çoluk çocuğu ile gurbet ellere düşmüştü.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Gurbet