Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
gümlemek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , `Güm` diye ses çıkarmak

2. argo , argo , argo , argo , Sınıfta kalmak


gümletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gümletmek işi


gümletmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Güm diye ses çıkmasına neden olmak

Örnek:

1. Yumruklar kürsüyü ve rahleleri gümletiyor, yüzler kıpkırmızı kesiliyor, dişler gıcırdatılıyordu.

1. Yumruklar kürsüyü ve rahleleri gümletiyor, yüzler kıpkırmızı kesiliyor, dişler gıcırdatılıyordu.


gümleyip gitmek
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , beklenmedik bir zamanda ansızın ölmek

Örnek:

1. Bütün incelikleri titizlikle gözeten bir kadın olduğu için kırk altı yaşında gümledi gitti annem.

1. Bütün incelikleri titizlikle gözeten bir kadın olduğu için kırk altı yaşında gümledi gitti annem.


gümleyiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gümleme işi


gümrah
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Aşırı derecede büyümüş

Örnek:

1. Uzun zamandır ıssız, bakımsız kaldığı için o gümrah yeşillikler bölgesinde yılanlar türediği biliniyordu.

1. Uzun zamandır ıssız, bakımsız kaldığı için o gümrah yeşillikler bölgesinde yılanlar türediği biliniyordu.

2. Deli dolu, gür akan (su)

3. Yüksek, kuvvetli (ses)

4. Uzun, sık ve dalgalı (saç)


Lisan : Farsça gumrāh

gümrahlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gümrahlaşmak işi


gümrahlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , eskimiş , eskimiş , nesnesiz , nesnesiz , eskimiş , eskimiş , Bitki aşırı derecede büyümek

2. Su deli dolu akmak

3. Ses gür, yüksek, kuvvetli olmak

4. Saç uzun, sık ve dalgalı olmak


gümrahlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gümrah olma durumu, bolluk, sıklık, gürlük


gümrük

İlgili Kelimeler:

gümrük beyannamesi, gümrük birliği, gümrük kapısı, gümrük kolcusu, gümrük tarifesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir ülkeye giren veya bir ülkeden çıkan mal ve eşya üzerinden alınan vergi

2. Bu verginin alınması işlemiyle uğraşan devlet kuruluşu

3. Sınır kapılarında denetim ve gözetim işlerinin yapıldığı yer

Örnek:

1. Sayfaları girip çıktığı gümrüklerin damgalarıyla dolu pasaportlar eskitti.

1. Sayfaları girip çıktığı gümrüklerin damgalarıyla dolu pasaportlar eskitti.


Lisan : Rumca

gümrük beyannamesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gümrük yönetimine verilen, ithalat ve ihracat için belirlenen malların türünü, değerini ve kaynağını belirten resmî belge


gümrük birliği
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Belli ülkeler arasında gümrük vergilerini kaldıran, üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesi uygulamalarını öngören ekonomik bütünleşme


gümrük kapısı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yurt dışına gidiş veya yurt dışından dönüş sırasında gümrük işlemlerinin yapıldığı yer, sınır kapısı


gümrük kolculuğu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gümrük kolcusunun yaptığı iş


gümrük kolcusu
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Gümrüklerce gözaltında bulundurulması gerekli görülen eşya ve yolcularla beraber bulunmak, tartı, sayım ve muayene memurlarına yardım etmek vb. işlerle görevli kişi, dideban

Örnek:

1. Gelgelelim bu nazeninim, gümrük kolcularıyla fingirdemeye başlamış.

1. Gelgelelim bu nazeninim, gümrük kolcularıyla fingirdemeye başlamış.


gümrük koymak
Anlamı:

1. engel olmak, kısıtlamak

Örnek:

1. Yalnız hareketlerime değil, sözlerime de gümrük koyacak.

1. Yalnız hareketlerime değil, sözlerime de gümrük koyacak.


gümrük tarifesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İthal edilen mallar üzerinden alınması gereken vergi miktarı veya oranlarını gösteren liste


gümrükçü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gümrük görevlisi

2. Başkalarıyla ilgili eşyayı bir ücret karşılığında gümrükten çıkarma işini üzerine alan komisyoncu


gümrükçülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gümrükçünün yaptığı iş


gümrükleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gümrüklemek işi


gümrüklemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir malın gümrükte giriş işlemini yapmak


gümrüklendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gümrüklendirmek işi


gümrüklendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir malın gümrük işlemlerini yaptırmak


gümrüklenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gümrüklenmek işi


gümrüklenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gümrükleme işlemi yapılmak