92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Seferde padişah tuğlarının ikisini bir konak ileride taşıyan dört kişiden ikisine verilen unvan
uzak göçüşme, yakın göçüşme, ünsüz göçüşmesi
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir kelime içinde birbirini izleyen iki ünsüzün yer değiştirmesi, ünsüz göçüşmesi, yer değiştirme, metatez: çömlek > çölmek, yalnız > yanlız, kibrit > kirbit vb
göden bağırsağı
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Kalın bağırsağın son bölümü, göden bağırsağı, rektum
2. İşkembe
3. Hayvanın midesi
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Göden
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Semiz, etli
1. isim , isim , isim , isim , Üzeri petek biçiminde, arasında krema bulunan, bisküviye benzer tatlı, hafif bir yiyecek
Lisan : Fransızca gaufrette
1. `hem gereksiz hem de gerçekleştirilmesi hayale bile sığmayan şeylerle uğraşılmamalıdır` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Yeşile çalan mor renk
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan
1. güçlükle nefes almak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , içi sıkılmak
1. Öteden beri yola yüzü yoktu. Hele yokuşları karşıdan gördüğü vakit göğsü tıkanırdı.
1. Öteden beri yola yüzü yoktu. Hele yokuşları karşıdan gördüğü vakit göğsü tıkanırdı.
1. övünç duymak, kıvanmak, iftihar etmek
1. Onu sapasağlam görünce göğsüm kabardı oğul!
1. Onu sapasağlam görünce göğsüm kabardı oğul!
1. kendine güvenerek
1. Ne yazık ki geçtiğimiz yılda, göğsümüzü gere gere, işte zafer diyebileceğimiz pek az başarımız olmuştur.
1. Ne yazık ki geçtiğimiz yılda, göğsümüzü gere gere, işte zafer diyebileceğimiz pek az başarımız olmuştur.
2. övünerek
1. Kim bilir, bu erkek, kadınların zaafı ile göğsünü gere gere kaç kere istihza etmiştir.
1. Kim bilir, bu erkek, kadınların zaafı ile göğsünü gere gere kaç kere istihza etmiştir.
1. bir olay dolayısıyla kıvanç duygusunu ortaya koymak, övünmek
1. Duvarda, güneşe karşı / Göğsünü kabartan bir güvercin / İçimde öksüzün gözyaşı / Yıkılan yıllar için
1. Duvarda, güneşe karşı / Göğsünü kabartan bir güvercin / İçimde öksüzün gözyaşı / Yıkılan yıllar için
1. coşkunluğunu ortaya koymak, coşmak, cıvıldamak
1. Sevda mevsimi gelince kuşlar bin türlü teranelerle minimini göğüslerini yırtarlar.
1. Sevda mevsimi gelince kuşlar bin türlü teranelerle minimini göğüslerini yırtarlar.
göğüs boşluğu, göğüs cerrahisi, göğüs çaprazı, göğüs çukuru, göğüs darlığı, göğüs eti, göğüs göğüse, göğüs hastalığı, göğüs ingini, göğüs kafesi, göğüs kemiği, göğüs kovuğu, göğüs sesi, göğüs tahtası, ön göğüs, tahta göğüs, güvercingöğsü, kumrugöğsü, tavukgöğsü
1. isim , isim , isim , isim , Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümü, sine
2. Bu vücut bölümünün ön tarafı, sırt karşıtı
1. Genç ve meçhul kadın çocuğunu göğsüne basarak girdi.
1. Genç ve meçhul kadın çocuğunu göğsüne basarak girdi.
3. Bu bölümün içindeki organlar
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Meme
1. Vücudumun etliliğinden, göğsümün dolgunluğundan, elbiselerim dar gelirdi.
1. Vücudumun etliliğinden, göğsümün dolgunluğundan, elbiselerim dar gelirdi.
1. bir güçlüğe karşı koymak, dayanmak
1. Ben dervişim diye göğsün gerersin / Hakk'ı zikretmeye dilin var mıdır?
1. Ben dervişim diye göğsün gerersin / Hakk'ı zikretmeye dilin var mıdır?
2. Bıyık buran, göğüs geren erleriz.
2. Bıyık buran, göğüs geren erleriz.
1. özensiz bir kılıkta
1. Göğüs bağır açık, ellerinde pankartlarla yürütüyorlar bu savaşı.
1. Göğüs bağır açık, ellerinde pankartlarla yürütüyorlar bu savaşı.
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Akciğerlerle kalbi içine alan akciğer zarının çevrelediği boşluk, göğüs kovuğu, göğüs çukuru