Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
al benden de o kadar
Anlamı:

1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , `ben de aynı düşüncedeyim, aynı durumdayım` anlamında kullanılan bir söz


al birini, vur ötekine (veya birine)
Anlamı:

1. hiçbiri işe yaramaz, hepsi bir ayarda


al elmaya taş atan çok olur
Anlamı:

1. `değerli kimselere sataşan çok olur` anlamında kullanılan bir söz


al giymedim ki alınayım
Anlamı:

1. `bu işle hiçbir ilgim olmadığı için söylenen sözleri kendi üzerime almadım` anlamında kullanılan bir söz


al gömlek gizlenemez
Anlamı:

1. kanlı gömlek gizlenemez


al gülüm ver gülüm
Anlamı:

1. çıkar ilişkilerinde bazı sıkıntıları karşılıklı olarak görmezden gelme

2. bir kimseye yapılan hizmetin hemen karşılığını bekleme durumu

Örnek:

1. Yooo, dedi, al gülüm ver gülüm. On para için ben senin canını alırım, on para için sen benim canımı al.

1. Yooo, dedi, al gülüm ver gülüm. On para için ben senin canını alırım, on para için sen benim canımı al.


al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz
Anlamı:

1. `bir kimse zekâsını kullanarak kendisinden güçlü olan yaratığı yenebilir ancak gücünü kullanarak kendisinden daha güçsüz ama zeki olan bir yaratığın üstesinden gelemez` anlamında kullanılan bir söz


al kanlara boyanmak
Anlamı:

1. yaralanmak

2. vurularak ölmek

3. şehit olmak


al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunur (veya gocunsun)
Anlamı:

1. `bir yolsuzluğun suçluları aranırken o işte kusuru olan kişi telaşlanır` anlamında kullanılan bir söz


al kiraz üstüne kar yağmış
Anlamı:

1. düşünülmeyen, beklenilmeyen şeylerin de olabileceğini anlatan bir söz


al malın iyisini, çekme kaygısını
Anlamı:

1. `malın iyisini alan, onu tasasız kullanır` anlamında kullanılan bir söz


al sana bir ... daha
Anlamı:

1. yeni bir aksilik olduğunda bezginlik bildirmek için `işte` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Al sana bir hayal kırıklığı daha!

1. Al sana bir hayal kırıklığı daha!


al sancak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Türk bayrağı

Örnek:

1. Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak

1. Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak


al takke ver külah
Anlamı:

1. uzun bir çekişmeden sonra, çekişe çekişe

Örnek:

1. Al takke ver külah, kırsal kesimi çocuğunu okutmanın yararına inandırdık.

1. Al takke ver külah, kırsal kesimi çocuğunu okutmanın yararına inandırdık.

2. aralarındaki senli benli ilişkiyi sürdürerek


ala

İlgili Kelimeler:

alabacak, alabalık, alabaş, alaçam, ala gün, alakarga, ala sulu, alatav, dağ alası, deniz alası, göl alası

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Karışık renkli, çok renkli, alaca

Örnek:

1. Ala kilim eskimiş.

1. Ala kilim eskimiş.

2. isim , isim , isim , isim , Alabalık

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Açık kestane renginde olan, ela (göz)

4. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kekliğin boynundaki siyah halka


âlâ

İlgili Kelimeler:

arşıâlâ, ne âlâ, pekâlâ, dik âlâsı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İyi, pekiyi, daniska

Örnek:

1. Beni Konya Lezzet Lokantası'na götürdü, âlâ bir öğle yemeği çekti.

1. Beni Konya Lezzet Lokantası'na götürdü, âlâ bir öğle yemeği çekti.


Lisan : Arapça aʿlā

Telaffuz : a:lâ:

ala ala hey
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Toplu olarak yapılan işlerde bağrışarak söylenen bir söz

Örnek:

1. Hâlâ eski bir görkemi yaşamak isteyen, ala ala hey bey soylular.

1. Hâlâ eski bir görkemi yaşamak isteyen, ala ala hey bey soylular.


ala gün
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Yazın güneş bulut arkasında kaldığında oluşan gölgeli durum


ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz
Anlamı:

1. `değerli bir şeyden her zaman istenilen verim alınmaz` anlamında kullanılan bir söz


ala sulu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Yeni olgunlaşmaya başlamış (yemiş)

2. İyi pişmemiş (yemek)


alabacak
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Ayağında sekil olan (at, eşek vb.)

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ara bozucu, dönek, uğursuz (kimse)


Telaffuz : ala'bacak

alabalık

İlgili Kelimeler:

alabalık yağı

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Alabalıkgillerden, soğuk ve duru sularda yaşayan, eti turuncu ve lezzetli bir tatlı su balığı, ala (Trutta faris)


Telaffuz : ala'balık

alabalık yağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zeytinyağında kaynatılan alabalığın bekletilip çürütülmesiyle elde edilen, romatizma ve bel ağrılarının iyileştirilmesinde yararlı olan bir yağ


alabalıkgiller
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Omurgalı hayvanlardan, kemikli balıkların bir familyası


alabanda

İlgili Kelimeler:

alabanda ateş, alabanda köşkü, alabanda kürek, boca alabanda, iskele alabanda, orsa alabanda, sancak alabanda

Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Deniz teknelerinin iç yanları, borda karşıtı


Lisan : İtalyanca alla-banda

Telaffuz : alaba'nda