Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
eşek otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Evliya otu


eşek şakası
Anlamı:

1. isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Başka birine yapılan ağır şaka


eşek sıpası
Anlamı:

1. isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Sövgü bildiren bir söz

2. Sevgi belirtisi olarak kullanılan bir söz


eşek sudan gelinceye kadar dövmek
Anlamı:

1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , adamakıllı dövmek

Örnek:

1. Uslu otur yoksa ufak bir münasebetsizliğini duyarsam eşek sudan gelinceye kadar döverim, kemiklerin kırılır, anladın mı?

1. Uslu otur yoksa ufak bir münasebetsizliğini duyarsam eşek sudan gelinceye kadar döverim, kemiklerin kırılır, anladın mı?


eşekbaşı
Anlamı:

1. isim , isim , hakaret yollu , hakaret yollu , isim , isim , hakaret yollu , hakaret yollu , Yetkisi önemsenmeyen, gücünü gerektiği gibi göstermeyen kimse

Örnek:

1. Sen necisin? Eşekbaşı mısın bu sınıfta?

1. Sen necisin? Eşekbaşı mısın bu sınıfta?


Telaffuz : eşe'kbaşı

eşekçe
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kaba

Örnek:

1. Kızcağıza eşekçe bir cevap verdim.

1. Kızcağıza eşekçe bir cevap verdim.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (eşe'kçe) Kaba bir biçimde


eşekçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eşeklerle yük taşıyan veya insan gezdiren kimse, merkepçi


eşekçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eşekçinin yaptığı iş, merkepçilik


eşekkulağı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Karakafes


Telaffuz : eşe'kkulağı

eşekleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eşekleşmek işi


eşekleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , hakaret yollu , hakaret yollu , nesnesiz , nesnesiz , hakaret yollu , hakaret yollu , Çok anlayışsız ve kaba davranışlarda bulunmak


eşeklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Anlayışsızlık ve kaba davranış

Örnek:

1. Cahillik devrimizin eşekliklerini saymazsak neye yaradı bu ömür?

1. Cahillik devrimizin eşekliklerini saymazsak neye yaradı bu ömür?


eşeklik etmek
Anlamı:

1. anlayışsızlık etmek, kaba davranmak


eşekoğlueşek
Anlamı:

1. isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , Kurnaz, işini bilen, düzenbaz, açıkgöz, uyanık kimse

2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Hakaret içeren bir seslenme sözü


Telaffuz : eşe'koğlueşek

eşeksi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eşeği andıran, eşeğe benzeyen, eşek gibi, eşeğimsi


eşeksırtı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Beşikörtüsü


Telaffuz : eşe'ksırtı

eşekten düşmüşe (veya düşmüş karpuza) dönmek
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , çok şaşırmak, donup kalmak

2. kötü bir duruma düşmek

Örnek:

1. Bunlar ezberlerindeki mânileri söylerler, dağarcıklarında mâni kalmayınca da eşekten düşmüş karpuza dönerler.

1. Bunlar ezberlerindeki mânileri söylerler, dağarcıklarında mâni kalmayınca da eşekten düşmüş karpuza dönerler.


eşelek
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Elma, armut, ayva vb. meyvelerin yenmeyen iç bölümü


eşeleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eşelemek işi

Örnek:

1. Anadolu'yu ana yurt saymaya, topraklarımızın tarihini onunla eşelemeye Atatürk ile başlamışız.

1. Anadolu'yu ana yurt saymaya, topraklarımızın tarihini onunla eşelemeye Atatürk ile başlamışız.


eşelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Toprak, kül gibi toz durumunda bulunan şeyleri hafifçe kazıp karıştırmak

Örnek:

1. Eşeledik külleri, kıvılcımlar parladı.

1. Eşeledik külleri, kıvılcımlar parladı.

2. Dağıtıp karıştırmak

Örnek:

1. Canan'ın odasında, ayaklarıyla yorganı eşeleyip karyolayı sarsarak hıçkırırken buldu.

1. Canan'ın odasında, ayaklarıyla yorganı eşeleyip karyolayı sarsarak hıçkırırken buldu.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işin, sorunun aslını anlamaya çalışmak, kurcalamak

Örnek:

1. Bunu burada eşeleyip kimseyi üzmek istemeyiz.

1. Bunu burada eşeleyip kimseyi üzmek istemeyiz.


eselemek beselemek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kandırmak için her türlü yola başvurmak, allem etmek kallem etmek

Örnek:

1. Eseledi beseledi, bizi kandırdı.

1. Eseledi beseledi, bizi kandırdı.


eşelenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eşelenmek işi

Örnek:

1. Affetme duygusunun altında yatan nedenler eşelenmeye değer.

1. Affetme duygusunun altında yatan nedenler eşelenmeye değer.


eşelenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Eşeleme işi yapılmak

Örnek:

1. Dünyanın sorunları eşelendikçe altından yeni sorunlar çıkıyor.

1. Dünyanın sorunları eşelendikçe altından yeni sorunlar çıkıyor.

2. Bulunduğu yeri kendi kendine eşelemek

Örnek:

1. İleride, ilkbahar keyfi içinde, dört ayağı havada eşelenen boz merkebi görüyor musunuz?

1. İleride, ilkbahar keyfi içinde, dört ayağı havada eşelenen boz merkebi görüyor musunuz?


eşelmobil
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Üretilen mal değerlerinin iniş çıkışına göre tespit edilen ücret ödeme düzeni


Lisan : Fransızca échelle mobille

eseme
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Mantık