eşelemek

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Toprak, kül gibi toz durumunda bulunan şeyleri hafifçe kazıp karıştırmak

Örnek:

1. Eşeledik külleri, kıvılcımlar parladı.

1. Eşeledik külleri, kıvılcımlar parladı.

2. Dağıtıp karıştırmak

Örnek:

1. Canan'ın odasında, ayaklarıyla yorganı eşeleyip karyolayı sarsarak hıçkırırken buldu.

1. Canan'ın odasında, ayaklarıyla yorganı eşeleyip karyolayı sarsarak hıçkırırken buldu.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işin, sorunun aslını anlamaya çalışmak, kurcalamak

Örnek:

1. Bunu burada eşeleyip kimseyi üzmek istemeyiz.

1. Bunu burada eşeleyip kimseyi üzmek istemeyiz.