92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Destanla ilgili, destana özgü
2. Destan kahramanına benzer
1. O da işine gelen bu destansal kişiliğe takılıp başa geçiyor.
1. O da işine gelen bu destansal kişiliğe takılıp başa geçiyor.
1. sıfat , sıfat , edebiyat , edebiyat , sıfat , sıfat , edebiyat , edebiyat , Destan niteliğinde olan, destana benzeyen, destan gibi, destanımsı, destani, epik
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sarık
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Örtü
Lisan : Farsça destār
Telaffuz : desta:rı
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Sarıkla ilgili
2. isim , isim , isim , isim , Sarık yapan kimse
Lisan : Farsça destār + Arapça -ī
Telaffuz : desta:ri:
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sarığı olan, sarıklı
1. Geriye doğru basık, yalın kat destarlı fesinde her zaman bir çiçek takılıdır.
1. Geriye doğru basık, yalın kat destarlı fesinde her zaman bir çiçek takılıdır.
güldeste
1. isim , isim , isim , isim , Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam
1. Destenin en itibarlı kâğıtları, bilindiği gibi beyler yani aslar oluyor.
1. Destenin en itibarlı kâğıtları, bilindiği gibi beyler yani aslar oluyor.
2. Kılıç, bıçak vb.nin elle tutulacak yeri
3. Elli iki karttan oluşan iskambil kâğıdı
4. matematik , matematik , matematik , matematik , Aynı cinsten onluk bir küme
5. spor , spor , spor , spor , Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları derecelerden biri
1. isim , isim , isim , isim , Mevlevi dervişlerinin giydiği kollu cepken ve uzun cüppeye verilen ad
1. Onun peşi sıra, hepsi de babamın eski müridi olan altı derviş göründü; sikkeler, tennureler, destegüller kuşanmış olarak.
1. Onun peşi sıra, hepsi de babamın eski müridi olan altı derviş göründü; sikkeler, tennureler, destegüller kuşanmış olarak.
destek oyun
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda
2. Üzerine bir şey oturtmaya, tutturmaya, koymaya yarar araç, bindi, hamil
1. Şamdan, sehpa, sacayak birer destektir.
1. Şamdan, sehpa, sacayak birer destektir.
3. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Kredi işlemlerinde her an sarf edilebilecek kredi
4. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Bir birlik için sağlanan yardım veya koruma
5. fizik , fizik , fizik , fizik , Bir vektörü taşıyan sonsuz doğru
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Maddi ve manevi yardımcı, dayanak
1. Kızardı, söylenirdi ama gene de tek desteği oydu hayatta.
1. Kızardı, söylenirdi ama gene de tek desteği oydu hayatta.
7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yardım
Lisan : Farsça destek
1. isim , isim , isim , isim , Vücutta destek görevi gören bağ, kıkırdak ve kemik dokularına verilen ortak ad
2. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Kalın çeperli, güçlü hücrelerden oluşmuş, bitkiye diklik, sertlik ve sağlamlık kazandıran doku
1. güç sağlamak, yardımcı olmak
1. Böyle zor bir zamanda birbirinizi kırmak yerine destek olmalısınız.
1. Böyle zor bir zamanda birbirinizi kırmak yerine destek olmalısınız.
1. isim , isim , isim , isim , Halk oyunlarında adım ve biçimsel yapı açısından doruk noktaya ulaşmayı sağlayan oyunu pekiştiren ikincil oyun
1. isim , isim , isim , isim , Destek veren, destek olan kimse
1. Sendikaya kayıtlı olan işçiye grev destekçisi olmak sendika emriydi.
1. Sendikaya kayıtlı olan işçiye grev destekçisi olmak sendika emriydi.
destekleme alımı
1. isim , isim , isim , isim , Desteklemek işi
1. İki tarafın elçilerini de bu iddiayı desteklemeye zorladı.
1. İki tarafın elçilerini de bu iddiayı desteklemeye zorladı.
2. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Devletçe yapılan para yardımı, sübvansiyon
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Bir ürünün değerini belli bir düzeyden aşağı düşürmemek için devletçe yapılan satın alma işi
1. -i , -i , -i , -i , Destek koymak
1. Kapıyı ardından destekleyip varını yoğunu amcasının şerrinden koruyacaktı.
1. Kapıyı ardından destekleyip varını yoğunu amcasının şerrinden koruyacaktı.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kimse veya kuruluşa yardım sağlamak, müzaheret etmek
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Arka olmak, arka çıkmak
1. Basında bizi destekleyen gazetecilerle görüştü.
1. Basında bizi destekleyen gazetecilerle görüştü.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Desteklenme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Destekleme işine konu olmak
1. Hayatta sanatçı da korunuyor, destekleniyor, pohpohlanıyor.
1. Hayatta sanatçı da korunuyor, destekleniyor, pohpohlanıyor.