Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ağsı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , anatomi , anatomi , sıfat , sıfat , anatomi , anatomi , Ağ görünüşünde olan, ağ gibi örülmüş olan


agu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Süt çocuklarının neşelendikleri zaman çıkardıkları ses


agucuk
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Süt çocuğunu sevmek için söylenen bir söz


agulama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Agulamak işi


agulamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bebek `agu` diye ses çıkarmak


aguş
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kucak

Örnek:

1. Seniha'ya sarıldı, aguşuna alıp onu tekrar şımarttı.

1. Seniha'ya sarıldı, aguşuna alıp onu tekrar şımarttı.


Lisan : Farsça āġūş

Telaffuz : a:gu:şu

ağustos

İlgili Kelimeler:

ağustos böceği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yılın sekizinci ayı


Lisan : Latince

ağustos böceği
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Eş kanatlılardan, erkeği yazın karnının altındaki özel bir organdan kesik ve sürekli ses çıkaran bir böcek, orak böceği (Cicada plebeja)

Örnek:

1. Oturmuş, ağustos böcekleriyle kurbağaların tatlı tatlı ötüşlerini dinliyorduk.

1. Oturmuş, ağustos böcekleriyle kurbağaların tatlı tatlı ötüşlerini dinliyorduk.


ağustos böcekleri
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Genç sürgünlerden öz su emerek tarım ve orman bitkilerine zarar veren birçok türün bulunduğu eş kanatlılar familyası


ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar
Anlamı:

1. `yazın çalışan kışın rahat eder` anlamında kullanılan bir söz


ağustosta gölge kovan zemheride karnın ovar
Anlamı:

1. `elinde fırsat varken geleceğini sağlamaya gayret göstermeyip eğlenceye, keyfe dalan kimse sonunda aç kalır ve perişan olur` anlamında kullanılan bir söz


ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır
Anlamı:

1. `ağustos ayının ortalarında yaz sıcakları azalır, serinlik başlar` anlamında kullanılan bir söz


ağyar
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Başkaları, yabancılar, eller

Örnek:

1. Kendini nasıl müdafaa edebilip yâr ve ağyar nazarında parlayacak?

1. Kendini nasıl müdafaa edebilip yâr ve ağyar nazarında parlayacak?


Lisan : Arapça aġyār

Telaffuz : ağya:rı

ağza (veya ağızlara) düşmek
Anlamı:

1. dedikodu konusu olmak


ağza alınmaz (veya alınmayacak)
Anlamı:

1. söylenmesi ayıp, çirkin (söz, küfür)

Örnek:

1. Bu ağza alınmaz söz üzerine karşıdakiler birden alevlendiler.

1. Bu ağza alınmaz söz üzerine karşıdakiler birden alevlendiler.


ağza almamak
Anlamı:

1. anmamak, sözünü etmemek

Örnek:

1. Tövbekâr olduktan sonra eskiden işlediğimiz günahlar ağza alınmaz.

1. Tövbekâr olduktan sonra eskiden işlediğimiz günahlar ağza alınmaz.


ağza tat, boğaza feryat
Anlamı:

1. `miktarı çok az olan yiyecek` anlamında kullanılan bir söz


ağzı (veya ağzı dili) kurumak
Anlamı:

1. susuz kalmak

2. konuşamaz duruma gelmek

Örnek:

1. Ağzım dilim kurudu kız yalvara yalvara

1. Ağzım dilim kurudu kız yalvara yalvara


ağzı açık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Şaşkın, alık, bön (kimse)

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Hayranlıkla, büyülenmiş olarak

Örnek:

1. Kimi kez herkese doğal gelen bir şeye ağzı açık bakakalırdım.

1. Kimi kez herkese doğal gelen bir şeye ağzı açık bakakalırdım.


ağzı açık (veya bir karış açık) kalmak
Anlamı:

1. çok şaşırmak, şaşakalmak

Örnek:

1. Başımı kaldırıp yukarı bakınca şaşkınlıktan ağzım açık kalıyor.

1. Başımı kaldırıp yukarı bakınca şaşkınlıktan ağzım açık kalıyor.


ağzı açık ayran delisi (veya budalası)
Anlamı:

1. yeni gördüğü her şeye şaşkınlıkla bakan

2. saf, bön


ağzı açıklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağzı açık olma durumu


ağzı bir
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Söz birliği etmiş


ağzı bozuk
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Küfürbaz

Örnek:

1. Haşarı oğlan bu ağzı bozuk kadına şöyle karşılık veriyordu.

1. Haşarı oğlan bu ağzı bozuk kadına şöyle karşılık veriyordu.


ağzı bozukluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağzı bozuk olma durumu