92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çapraz düğmeli, ipek veya sırma işlemeli bir tür kısa yelek
1. Sırtlarına da çuhadan, dar mı dar bir camadan geçirirler.
1. Sırtlarına da çuhadan, dar mı dar bir camadan geçirirler.
2. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Dört köşe yelkenleri boğarak yüzeylerini küçültme işi
Lisan : Farsça cāmedān
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Camadan giymiş olan
1. Mor camadanlı, kırmızı sırmalı cepkenli Yaver Ağa...
1. Mor camadanlı, kırmızı sırmalı cepkenli Yaver Ağa...
1. isim , isim , isim , isim , Niğde iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : ça'mardı
1. isim , isim , isim , isim , Ordu iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : ça'maş
çamaşır azgını, çamaşır deterjanı, çamaşır dolabı, çamaşırhane, çamaşır ipeği, çamaşır ipi, çamaşır kazanı, çamaşır leğeni, çamaşır makinesi, çamaşır mandalı, çamaşır sabunu, çamaşır sepeti, çamaşır sodası, çamaşır suyu, çamaşır takımı, kirli çamaşır, iç çamaşırı
1. isim , isim , isim , isim , İç giysisi
1. Çamaşırlığa çamaşır yıkamaya gitmiştim.
1. Çamaşırlığa çamaşır yıkamaya gitmiştim.
2. Kirli eşyaları yıkama işi
1. Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmemden başka çare kalmadı.
1. Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmemden başka çare kalmadı.
Lisan : Farsça cāmeşūr
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çok yıkanmaktan dolayı hırpalanmış, eskimiş, örselenmiş
1. Çamaşır azgını önlüğü, iki üç yerinden yamalı.
1. Çamaşır azgını önlüğü, iki üç yerinden yamalı.
1. isim , isim , isim , isim , Çamaşırların temizlenmesini sağlayan kimyasal bileşim
1. çamaşır yıkamaktan aşırı yorulup hasta olmak
1. Kaynanam da yıkar ama iki gün de çamaşır ertesi olur yatar.
1. Kaynanam da yıkar ama iki gün de çamaşır ertesi olur yatar.
1. isim , isim , isim , isim , İçinde çamaşır yıkanan, metal veya plastikten yapılmış geniş kap
1. isim , isim , isim , isim , Çamaşır yıkamaya yarayan araç
1. O gün bugündür çamaşır makinesi durmaksızın çalışıyor.
1. O gün bugündür çamaşır makinesi durmaksızın çalışıyor.
1. isim , isim , isim , isim , Kuruması için asılmış çamaşırları ipe sıkıca tutturmak amacıyla kullanılan küçük, tahta veya plastik kıskaç
1. isim , isim , isim , isim , Kirli veya yıkanmış çamaşırların içinde toplandığı sepet
1. Kucağında sımsıkı tuttuğu, tepeleme kıyafet dolu çamaşır sepetini yere bıraktı.
1. Kucağında sımsıkı tuttuğu, tepeleme kıyafet dolu çamaşır sepetini yere bıraktı.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Beyaz çamaşırların yoğun veya asitli kirlerini eritmek için kullanılan sodyum karbonat
1. isim , isim , isim , isim , Çamaşırların beyazlamasını ve kolayca temizlenmesini sağlayan kimyasal birleşimli su
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Para ile başkalarının çamaşırını yıkayan kimse
1. isim , isim , isim , isim , Çamaşırlık
1. Çamaşırhanenin arkasındaki duvardan atladım, dedim.
1. Çamaşırhanenin arkasındaki duvardan atladım, dedim.
Lisan : Farsça cāmeşūr + ḫāne
Telaffuz : çamaşırha:ne