Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
böbür
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Memelilerden, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan (Hyrax syriensis)

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Böbürlenme, kibir

Örnek:

1. Evet ağzı ile değilse de sakalı ile böyle der, kendine için için böyle bir üstünlük böbürü yaratırdı.

1. Evet ağzı ile değilse de sakalı ile böyle der, kendine için için böyle bir üstünlük böbürü yaratırdı.


Lisan : Farsça bebr

böbür böbür böbürlenmek
Anlamı:

1. çok böbürlenmek


böbürlenebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Böbürlenebilmek işi


böbürlenebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Böbürlenme ihtimali veya imkânı bulunmak


böbürleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Böbürlenme işi


böbürlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Böbürlenmek işi

Örnek:

1. Babanızla böbürlenmeye nihayet veriniz yoksa büyük bir derde uğrarsınız.

1. Babanızla böbürlenmeye nihayet veriniz yoksa büyük bir derde uğrarsınız.


böbürlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Övünerek kabarmak, üstünlük taslamak, kurulmak

Örnek:

1. Millete, vatana bir faydam dokunuyor diye böbürlenirdi.

1. Millete, vatana bir faydam dokunuyor diye böbürlenirdi.


böbürtü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Böbürlenme


boca

İlgili Kelimeler:

boca alabanda, orsa boca

Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Geminin rüzgâr almayan yanı, rüzgâraltı, orsa veya rüzgârüstü karşıtı


Lisan : İtalyanca poggia

boca alabanda
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , denizcilik , denizcilik , ünlem , ünlem , denizcilik , denizcilik , Boca etme komutu


boca etmek
Anlamı:

1. geminin başını rüzgâr almayan tarafa çevirmek

Örnek:

1. Ne var ki Ateşoğlu dümendeydi. Yükseldi, yine boca etti.

1. Ne var ki Ateşoğlu dümendeydi. Yükseldi, yine boca etti.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , birden çevirip boşaltmak, dökmek

Örnek:

1. Şarap koyuyorum diye sirke şişesini boca etmişsin.

1. Şarap koyuyorum diye sirke şişesini boca etmişsin.


bocalama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bocalamak işi


bocalamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gemi rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işte tutulması gereken yolu kestirememek, ne yapacağını bilememek, kararsız olmak

Örnek:

1. Ben de karşısında ne yapacağımı bilmez, şuursuz bir esir gibi şaşkın şaşkın bocaladım durdum.

1. Ben de karşısında ne yapacağımı bilmez, şuursuz bir esir gibi şaşkın şaşkın bocaladım durdum.


bocalatabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bocalatabilmek işi


bocalatabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bocalatma ihtimali veya imkânı bulunmak


bocalatış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bocalatma işi


bocalatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bocalatmak işi


bocalatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bocalamasına yol açmak


bocalayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bocalayabilmek işi


bocalayabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bocalama ihtimali bulunmak


bocalayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bocalama işi


bocce
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İri metal güllelerle oynanan kuka


Lisan : İtalyanca bocce

böce
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Böcü


böcek

İlgili Kelimeler:

böcekbaşı, böcek bilimi, böcekhane, böcekkabuğu, böcekkapan, böceksavar, ağılı böcek, altın böcek, börtü böcek, çalgıcı böcek, kaplan böcek, makaslı böcek, sümüklü böcek, ağustos böceği, ateş böceği, bok böceği, cırcır böceği, gelin böceği, gergedan böceği, geyik böceği, gübre böceği, gül böceği, hamam böceği, hanım böceği, haziran böceği, ipek böceği, kırmız böceği, kız böceği, kuduz böceği, kunduz böceği, kürk böceği, mayıs böceği, orak böceği, osurgan böceği, patates böceği, pislik böceği, sigara böceği, su böceği, takla böceği, taş böceği, tespih böceği, uçuç böceği, uğur böceği, uyuz böceği, vızvız böceği, yaprak böceği, yıldız böceği

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Eklem bacaklıların, altı bacaklı, çoğu kanatlı ve vücutları baş, göğüs, karın olarak eklemlerden oluşmuş hayvan sınıfı, haşere

2. Istakoza benzer, uzunluğu 30-40 santimetre kadar olan, sarı renkli, kısa kıskaçlı, yenilen bir deniz hayvanı

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kelebek, kurt ve tırtılın dışında kalan küçük hayvancıklar

Örnek:

1. Artık onun yalnızca bir böcek ısırığı olduğunu düşünüyordum.

1. Artık onun yalnızca bir böcek ısırığı olduğunu düşünüyordum.


böcek bilimci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Böcek bilimi uzmanı, entomolojist, entomolog