Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
biriktirilebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Biriktirilme ihtimali veya imkânı bulunmak


biriktirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Biriktirilmek işi


biriktirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Biriktirme işi yapılmak


biriktirim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Biriktirme işi


biriktiriş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Biriktirme işi


biriktirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Biriktirmek işi

Örnek:

1. Kendisini tüm bu bilgileri biriktirmeye iten nedenleri sıraladı.

1. Kendisini tüm bu bilgileri biriktirmeye iten nedenleri sıraladı.


biriktirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Toplayıp yığmak

2. Bir şeyi ölçülü kullanarak artırmak, tasarruf etmek

Örnek:

1. Daha önce biriktirdiğim iki buçuk liralarım fakülte kitaplarına, sözlüklere gitmişti.

1. Daha önce biriktirdiğim iki buçuk liralarım fakülte kitaplarına, sözlüklere gitmişti.

3. Öğrenme, yarar sağlama vb. sebeplerle bazı nesneleri bir araya getirmek, koleksiyon yapmak


birileri
Anlamı:

1. zamir , zamir , zamir , zamir , Bazı kimseler


birim

İlgili Kelimeler:

birimkare, birimküp, birim tüketimi, birimler bölüğü, son birim, biçim birimi, leksik birimi, nazım birimi, para birimi, ses birimi, sözlük birimi, zaman birimi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kümenin her elemanı

2. Bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri, ünite

3. Bir niceliği ölçmek için kendi cinsinden örnek seçilen değişmez parça, vahit

Örnek:

1. Uzunluk ölçüsü birimi metredir.

1. Uzunluk ölçüsü birimi metredir.

4. Herhangi bir kuruluştaki alt bölümlerden her biri

5. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Dilin, oluşturduğu yapı içinde, belli bir düzlemde yer alan öbür ögelerle kurduğu bağıntılarla tanımlanan ayrı nitelikli öge, ünite


birim tüketimi
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Konut, kişi, malzeme, araç vb. başına düşen enerji tüketim miktarı


birimkare
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Alanının hesaplanmasında kullanılan uzunlukların birimi cm, m vb. birimlerle ifade edilmemiş bölgelerin alan ölçüsü


birimküp
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Hacminin hesaplanmasında kullanılan uzunlukların birimi cm, m vb. birimlerle ifade edilmemiş cisimlerin hacim ölçüsü


birimler bölüğü

İlgili Kelimeler:

yüzlük birimler bölüğü

Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Birden dokuz yüz doksan dokuza kadar olan sayılar bölüğü


birincasıf
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Birleşikgillerden, hekimlikte kullanılan bir bitki


birinci

İlgili Kelimeler:

birinci ayak, Birinci Çağ, birinci el, birinci kemancı, birinci mevki, birinci sınıf, birinci zabit, birinci zar

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir sayısının sıra sıfatı

2. isim , isim , isim , isim , Zaman, yer, sıra bakımından başkalarından önce gelen kimse, şey

Örnek:

1. Birincisi ne kadar mağrur ise öbürü o kadar yılışık.

1. Birincisi ne kadar mağrur ise öbürü o kadar yılışık.

3. isim , isim , isim , isim , Sırada, önem sırasında en üstün olan kimse

Örnek:

1. Sınıfın birincisi olduğundan imtihanlara girişinde...

1. Sınıfın birincisi olduğundan imtihanlara girişinde...

4. isim , isim , isim , isim , Ulaşım araçlarında mevki, sınıf

Örnek:

1. Bütün grubu hiç olmazsa ilk ineceğimiz iskeleye kadar birincide götürmek istemişti.

1. Bütün grubu hiç olmazsa ilk ineceğimiz iskeleye kadar birincide götürmek istemişti.


birinci ayak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Altılı ganyanda yer alan ilk koşu


Birinci Çağ
Anlamı:

1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , En eski fosillerin oluşturduğu jeolojik zaman, paleozoik


Özel: Evet

birinci el
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaynaktan çıkma, aslından çıkma

Örnek:

1. Savaşanların birinci el tanıklıklarından, aldıkları notlardan, mektuplardan kaynaklanır.

1. Savaşanların birinci el tanıklıklarından, aldıkları notlardan, mektuplardan kaynaklanır.


birinci elden kaynağa gitmek
Anlamı:

1. bilimsel çalışmalarda kaynakların aslına, özgününe dayanmak


birinci gelmek (veya çıkmak)
Anlamı:

1. birçokları arasında en iyi olarak seçilmek


birinci kemancı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Orkestrada keman çalan, şeften sonraki ikinci kişi

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işte en önemli görevi üstlenen kimse


birinci kemancılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birinci kemancı olma durumu


birinci mevki
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ulaşım araçlarında normal tarifeden daha pahalı olan ve daha iyi hizmet verilen mevki, lüks mevki

Örnek:

1. Fakat Ömer birinci mevkiye oturmayı aklına koymuştu.

1. Fakat Ömer birinci mevkiye oturmayı aklına koymuştu.


birinci olmak
Anlamı:

1. başta gelmek, önde gelmek


birinci sınıf
Anlamı:

1. isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , Öğretim kurumlarında ilk yıl

2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Kaliteli, mükemmel, kusursuz

Örnek:

1. Birinci sınıf dikiş.

1. Birinci sınıf dikiş.