92406 kayıt bulundu.
1. tanımak, önceden tanış olmak
1. Hiç kimse bu kara yağız garip yiğide biliş çıkmadı.
1. Hiç kimse bu kara yağız garip yiğide biliş çıkmadı.
Ön Takı : (birine)
bilişim ağı, bilişim teknolojisi
1. isim , isim , isim , isim , İnsanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi, enformatik
1. isim , isim , isim , isim , Teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişim sistemi
1. isim , isim , isim , isim , Bilişimde kullanılan bütün araç ve gereçlerin oluşturduğu sistem
1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Birbirini tanımak, muarefesi olmak
1. Bunca zamanlar bilişip / Ahir dönüp ayrılışıp
1. Bunca zamanlar bilişip / Ahir dönüp ayrılışıp
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Öğrenmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bilişle ilgili, zekânın işleyişiyle ilgili, kognitif
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Yararlanarak
Lisan : Arapça bi'l-istifāde
Telaffuz : bi'listifa:de
1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Bozulmak, yumuşamak, zedelenmek, erimek
vallahi billahi
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Vallahi
2. `İnan olsun` anlamında kullanılan bir söz
1. Rica ederim komiser Efendi, dedi, ben billahi paradan puldan kaçınmıyorum.
1. Rica ederim komiser Efendi, dedi, ben billahi paradan puldan kaçınmıyorum.
Lisan : Arapça billahi
Telaffuz : billa:hi, l ince okunur
billur cisim
1. isim , isim , isim , isim , Bazı cisimlerin aldıkları geometrik biçim
1. Su buharı billur durumunda donunca kar olur.
1. Su buharı billur durumunda donunca kar olur.
2. Kesme cam, kristal
1. Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat.
1. Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat.
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu maddeden yapılmış
1. Su sesi ve kanat şakırtısından / Billur bir avize Bursa'da zaman
1. Su sesi ve kanat şakırtısından / Billur bir avize Bursa'da zaman
4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Koç yumurtası
5. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Duru, temiz ve akıcı
1. Onu görmek, billur sesini dinlemek, elinden bir şey içmek.
1. Onu görmek, billur sesini dinlemek, elinden bir şey içmek.
Lisan : Arapça billūr
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Göz merceği
1. çok duru, çok temiz (su)
2. çok beyaz ve pürüzsüz (kol, gerdan, göğüs)
3. pürüzsüz (ses)
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Billura benzer, billur gibi
1. Bu taze kadın sesleri öyle güzel, billuri, ilahi duyulurmuş ki bunları hep birden dinlemek, deniz kızlarını işitmek kadar tesirli olurmuş.
1. Bu taze kadın sesleri öyle güzel, billuri, ilahi duyulurmuş ki bunları hep birden dinlemek, deniz kızlarını işitmek kadar tesirli olurmuş.
Lisan : Arapça billūrī
Telaffuz : billu:ri:, l ince okunur