Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
bıçaklayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bıçaklama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Bıçaklama gücü bulunmak


bıçaklayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bıçaklama işi


bıçaklayıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bıçaklayıvermek işi


bıçaklayıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak bıçaklamak


Telaffuz : bıçaklayı'vermek

bıçaklı

İlgili Kelimeler:

kanlı bıçaklı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bıçağı olan


bıçaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bıçak koyacak yer

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bıçak yapmaya elverişli (maden)


bıçaksırtı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Çok az fark, çok yakın aralık

Örnek:

1. Büyük bir maharetle kurulan pusuya düşmeme bıçaksırtı kalmıştı.

1. Büyük bir maharetle kurulan pusuya düşmeme bıçaksırtı kalmıştı.


Telaffuz : bıça'ksırtı

biçare
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çaresiz

Örnek:

1. Biçare kadın iki gözü iki çeşme anlatmış bunları.

1. Biçare kadın iki gözü iki çeşme anlatmış bunları.


Lisan : Farsça bīçāre

Telaffuz : bi:ça:re

biçare olmak
Anlamı:

1. çaresiz kalmak

Örnek:

1. Kocaya vardığım günden itibaren büsbütün biçare oldum.

1. Kocaya vardığım günden itibaren büsbütün biçare oldum.


biçarelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Biçare olma durumu, zavallılık, çaresizlik

Örnek:

1. Felaketler altında başlarını eğen çamlar sonsuz bir biçarelikle inlerler, sallanırlar.

1. Felaketler altında başlarını eğen çamlar sonsuz bir biçarelikle inlerler, sallanırlar.


biçebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Biçebilmek işi


biçebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Biçme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Biçme gücü bulunmak


biçem

İlgili Kelimeler:

biçem bilimi

Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Üslup

Örnek:

1. Bu küçük köy evini, nasıl bana benzeyen bir biçemde döşedim!

1. Bu küçük köy evini, nasıl bana benzeyen bir biçemde döşedim!


biçem bilimci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Biçem bilimi ile ilgilenen kimse


biçem bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dilde söz dizimiyle deyiş, anlatım, üslup arasındaki ilişkileri inceleyen bilim dalı

2. Sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliği veya bir türün, bir çağın kendine özgü anlatış biçimi

3. Bir sanat eserinin anlatılış özelliklerini türlü açılardan inceleyen bilim dalı


biçemleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Biçemlemek işi, stilizasyon


biçemlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Üslup kazandırmak


biçenek
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Her yıl belirli bir süre otlatıldıktan sonra yeniden gelişen bitkilerin biçilerek değerlendirildiği doğal çayır


biçerbağlar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ekini hem biçen hem de bağ durumuna getiren makine


Telaffuz : biçe'rbağlar

biçerdöver
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ekin biçen, döven, taneleri ayıran, samanı deste veya balya durumuna getiren makine


Telaffuz : biçe'rdöver

bıcı bıcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çocuk dilinde yıkanma

2. Genellikle benzinliklerde bulunan otomobil yıkama aleti ve yeri


bıcı bıcı yapmak
Anlamı:

1. yıkanmak


bicik
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Meme

2. Meme başı


bıçık
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Sel veya dere yatağı


bıcıl
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Aşık kemiğinin altında bulunan küçük bir kemik

2. Bu kemikle oynanan bir oyun