Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
beşme
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Her çubuğu ayrı ayrı beş renkte olan, yollu bir kumaş türü

2. Tabaklanmamış ham deri

3. Çıkrıkçı tezgâhının kütüğü


besmele
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , `Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adı ile` anlamına gelen ve bir işe başlarken söylenilen bismillahirrahmanirrahim sözü, bismillah

Örnek:

1. İlk ders olarak besmeleyi öğrendiler.

1. İlk ders olarak besmeleyi öğrendiler.


Lisan : Arapça besmele

besmele çekmek
Anlamı:

1. bir işe başlarken `bismillahirrahmanirrahim` sözünü söylemek

Örnek:

1. Üç dört kişi birden besmele çekmişlerdi ve hepsi birden okumaya başlamışlardı.

1. Üç dört kişi birden besmele çekmişlerdi ve hepsi birden okumaya başlamışlardı.


besmelesiz
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Besmele çekmeden

Örnek:

1. Eczacı Bey, sen bugün besmelesiz çıkmışsın herhâlde evden, tersliğin üstünde.

1. Eczacı Bey, sen bugün besmelesiz çıkmışsın herhâlde evden, tersliğin üstünde.

2. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Çocuklar için `piç` anlamında kullanılan bir sövgü sözü


besni
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde genellikle kurutmalık olarak üretilen, sofralık olarak da tüketilen, ince kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm


Besni
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Adıyaman iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : be'sni

beşon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kalınlığı beşe on santimetre ölçülerinde olan kereste


Telaffuz : be'şon

beşparmak

İlgili Kelimeler:

beşparmak otu

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Derisi dikenlilerden, beş ışınlı yıldız biçiminde bir deniz hayvanı, beşpençe (Uraster)

2. Beş renkte dokunmuş çubuklu kumaş


Telaffuz : be'şparmak

beşparmak otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Gülgillerden, yol kıyılarında ve çayırlarda yetişen, sürgüne karşı kullanılan bir bitki (Potentilla reptans)


beşpençe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Beşparmak


Telaffuz : be'şpençe

beştaş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Beş tane taşla oynanan bir çocuk oyunu türü


Telaffuz : be'ştaş

beste

İlgili Kelimeler:

aheste beste

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin bütünü

Örnek:

1. Belki hâlâ o besteler çalınır / Gemiler geçmeyen bir ummanda

1. Belki hâlâ o besteler çalınır / Gemiler geçmeyen bir ummanda


Lisan : Farsça beste

beste yapmak (veya bağlamak)
Anlamı:

1. bir müzik eseri yaratmak


besteci
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Beste yapan kimse, bestekâr, kompozitör, maestro

Örnek:

1. Beethoven bütün kültür seviyeleri için hemen anlaşılacak bir besteci değildir.

1. Beethoven bütün kültür seviyeleri için hemen anlaşılacak bir besteci değildir.


bestecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bestecinin yaptığı iş, bestekârlık, kompozitörlük


bestekâr
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Besteci

Örnek:

1. Büyük bir şair, eşsiz bir bestekârdı.

1. Büyük bir şair, eşsiz bir bestekârdı.


Lisan : Farsça bestekâr

Telaffuz : bestekâ:rı

bestekârlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bestecilik


besteleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bestelemek işi

Örnek:

1. O zaman her opereti İsmail Hakkı Bey'in bestelemesi lazımdı.

1. O zaman her opereti İsmail Hakkı Bey'in bestelemesi lazımdı.


bestelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Beste yapmak

Örnek:

1. Üstat hemen rasttan bestelediği bir şarkıyı mırıldanmaya başladı.

1. Üstat hemen rasttan bestelediği bir şarkıyı mırıldanmaya başladı.


bestelenebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bestelenebilmek işi


bestelenebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bestelenme ihtimali veya imkânı bulunmak


besteleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bestelenme işi


bestelenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bestelemek işi


bestelenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Besteleme işine konu olmak, bestesi yapılmak

Örnek:

1. Kimimiz şiirlerinden bestelenmiş türküleri söyledik.

1. Kimimiz şiirlerinden bestelenmiş türküleri söyledik.


besteletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Besteletmek işi