Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
Beşiri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Batman iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : be'şi:ri

besiye çekmek
Anlamı:

1. hayvanı semirtmek için beslemek


beşiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Beşi bir arada doğan (çocuk)


beşizli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Beş tanesi bir arada olan


beşkardeş
Anlamı:

1. isim , isim , şaka yollu , şaka yollu , isim , isim , şaka yollu , şaka yollu , Şamar


Telaffuz : be'şkardeş

besle kargayı, oysun gözünü
Anlamı:

1. nankörlük edenler için söylenen bir söz


beslek
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Besleme, hizmetçi, ahretlik


besleme

İlgili Kelimeler:

besleme basın, besleme basıncı, besleme gerilimi, besleme kız, besleme noktası, ana besleme hattı, geri besleme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Beslemek işi

Örnek:

1. Gerçekten tenimiz kendisini beslemeye mecbur olduğumuz için binlerce güçlüklere sebep olur.

1. Gerçekten tenimiz kendisini beslemeye mecbur olduğumuz için binlerce güçlüklere sebep olur.

2. Evlatlık olarak alınarak ev işlerinde çalıştırılan kız, besleme kız, beslemelik, beslek

Örnek:

1. Evin içinde yaşlı bir kalfa ve bir besleme ile kalmıştı.

1. Evin içinde yaşlı bir kalfa ve bir besleme ile kalmıştı.

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir kuruluşu, onun maddi yardımları dolayısıyla körü körüne destekleyen

Örnek:

1. Besleme gazete.

1. Besleme gazete.

4. fizik , fizik , fizik , fizik , Akım voltajı


beşleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Beşlemek işi

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Tahmis


besleme basın
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkar uğruna, herhangi bir kuruluşun veya iktidardaki güçlerin görüşlerini savunan basın


besleme basıncı
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir ölçme aletinin besleme girişinde sağlanması gereken basınç


besleme gerilimi
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir aletin veya aracın elektrik besleme uçlarında istenen gerilim


besleme gibi
Anlamı:

1. giydiğini kendine yakıştıramayan (kız)


besleme kız
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Besleme

Örnek:

1. Besleme kız utandı, bütün kanı yüzüne çıktı, hemen ayağa kalktı.

1. Besleme kız utandı, bütün kanı yüzüne çıktı, hemen ayağa kalktı.


besleme noktası
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Elektrik enerjisinin bir şebekeden diğer bir şebekeye iletildiği nokta


beslemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yiyecek ve içeceğini sağlamak

Örnek:

1. Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk.

1. Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk.

2. Yedirmek

Örnek:

1. Pembe ekmekler kızartacak, üstlerine tereyağı, reçel, havyar sürecek, onu eliyle besleyecekti.

1. Pembe ekmekler kızartacak, üstlerine tereyağı, reçel, havyar sürecek, onu eliyle besleyecekti.

3. Semirtmek

4. Eklemek, katmak, çoğaltmak

Örnek:

1. Ateş zayıfladıkça besliyor, ateşe gömdükleri mısırlar piştikçe misafirin eline tutuşturuyorlardı.

1. Ateş zayıfladıkça besliyor, ateşe gömdükleri mısırlar piştikçe misafirin eline tutuşturuyorlardı.

5. Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmek

Örnek:

1. Bacaklarımızın altını iki sabun çuvalı ve atların yem torbalarıyla besleyerek sırtüstü yattık.

1. Bacaklarımızın altını iki sabun çuvalı ve atların yem torbalarıyla besleyerek sırtüstü yattık.

6. Yetiştirmek

Örnek:

1. Herkes kanarya, kedi, köpek beslemez ya!

1. Herkes kanarya, kedi, köpek beslemez ya!

7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir duyguyu gönülde yaşatmak

Örnek:

1. Uzun müddetten beri şiddetle beslediği bir histi.

1. Uzun müddetten beri şiddetle beslediği bir histi.

8. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Maddi yardım yapmak, desteklemek


beşlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , Bir işi beş kez yapmak

2. Bir şeyin sayısını beşe çıkarmak


beslemelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Besleme


beslemeyi eslemeden alma
Anlamı:

1. `hizmetçiyi iyice sorup soruşturmadan evine alıp çalıştırma` anlamında kullanılan bir söz


beslenebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Beslenebilmek işi


beslenebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Beslenme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Kocabaş sürüleri ne kışlaklarda ne yaylaklarda beslenebiliyordu.

1. Kocabaş sürüleri ne kışlaklarda ne yaylaklarda beslenebiliyordu.

2. Beslenme becerisi bulunmak


beslenen

İlgili Kelimeler:

dışbeslenen, özbeslenen

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , fizik , fizik , sıfat , sıfat , fizik , fizik , Sönümsüz


beslengi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hizmetçi, evlatlık, besleme

Örnek:

1. Sarı Sımayıl Yusuf Ağa'nın beslengisine öteden beri göz komuş.

1. Sarı Sımayıl Yusuf Ağa'nın beslengisine öteden beri göz komuş.


beslenilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Beslenilmek işi


beslenilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Beslenme işine konu olmak