92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yemek yapmakta kullanılan
1. Yemeklik zeytinyağı.
1. Yemeklik zeytinyağı.
2. Yemek için ayrılan
1. Yemeklik buğday.
1. Yemeklik buğday.
3. isim , isim , isim , isim , Yiyecek şey, yiyecek maddesi
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yemek verilmeyen
1. Yemeksiz pansiyon.
1. Yemeksiz pansiyon.
2. Yemeği olmayan
1. isim , isim , isim , isim , Kalıpla basılıp elle boyanan, kadınların başlarına bağladıkları tülbent
1. Genç, güzel aşçı kadının dört örgülü uzun saçları siyah bir yemeni ile örtülüydü.
1. Genç, güzel aşçı kadının dört örgülü uzun saçları siyah bir yemeni ile örtülüydü.
2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Bir tür hafif ve kaba ayakkabı
1. Hacı, ayağından yemenisini çıkardı, arabadan uzattı.
1. Hacı, ayağından yemenisini çıkardı, arabadan uzattı.
Lisan : Arapça yemenī
1. isim , isim , isim , isim , Yemeni yapan veya satan kimse
1. Mektepli yemeniciye davulun üstünden yirmi beş kuruşu göstererek...
1. Mektepli yemeniciye davulun üstünden yirmi beş kuruşu göstererek...
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yemeni takmış olan
1. Başı yemenili, cılız bir kız çocuğu kahvelerden birine girdi.
1. Başı yemenili, cılız bir kız çocuğu kahvelerden birine girdi.
yemin billah, yemin kasem, yemin töreni
1. isim , isim , isim , isim , Ant
Lisan : Arapça yemīn
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Tanrı'nın adını anıp yemin ederek
1. Bir safdil hanımefendi kızıma iyi bir koca bulduğunu yemin billah anlattı.
1. Bir safdil hanımefendi kızıma iyi bir koca bulduğunu yemin billah anlattı.
1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Tanrı adını anarak ant içmek
1. Bir yandan inliyor, bir yandan da yemin billahlar ediyordur.
1. Bir yandan inliyor, bir yandan da yemin billahlar ediyordur.
1. ant içmek
1. Hiç üzülmeyin, yemin etmenize de hiç hacet yok.
1. Hiç üzülmeyin, yemin etmenize de hiç hacet yok.
1. `gerçek olduğuna korkmadan yemin ederim` anlamında kullanılan bir söz
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yemin ederek
1. Hâlbuki seni haberdar etmeden gelmeyeceğine dair yemin kasem söz vermişti bana.
1. Hâlbuki seni haberdar etmeden gelmeyeceğine dair yemin kasem söz vermişti bana.
1. isim , isim , isim , isim , Güvenlik görevlilerinin, askerlerin veya bir makama seçilenlerin göreve başlamadan önce edecekleri yemin için düzenlenen tören
1. Bir süre önce Meclisteki yemin töreninin başını izlemiştim.
1. Bir süre önce Meclisteki yemin töreninin başını izlemiştim.
1. ant içirmek
1. Hey, aklıevvel kadın! Nasıl bir yemin ettirmek niyetindesin bize?
1. Hey, aklıevvel kadın! Nasıl bir yemin ettirmek niyetindesin bize?
1. çabuk ve kuvvetli olarak yemin etmek
1. Her akşam, beş paralık alışveriş etmedim diye yemini basar.
1. Her akşam, beş paralık alışveriş etmedim diye yemini basar.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Açıklamasını yemin ederek yapan
1. Yeminli tanık.
1. Yeminli tanık.
2. Bir şeyi yapmaya veya yapmamaya yemin etmiş kimse
3. Bazı mesleklerde işini doğru yapacağına dair noter veya odalardan onay almış olan (kimse)
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yemine dayanmayan
1. Bu dört kelimelik yeminsiz, şahitsiz cevap onun için yeter.
1. Bu dört kelimelik yeminsiz, şahitsiz cevap onun için yeter.
karayemiş, koca yemiş, kuru yemiş, keçi yemişi
1. isim , isim , isim , isim , Meyve
1. Ben biraz zeytin, biraz salata, biraz patates, biraz da yemişle doyarım.
1. Ben biraz zeytin, biraz salata, biraz patates, biraz da yemişle doyarım.
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , İncir