Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yapaylaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yapay duruma getirmek


yapaylık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapay olma durumu, sunilik


yapboz
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kesilmiş resim parçacıklarını birbirine uygun duruma getirerek resmi yeniden oluşturmaya dayanan bir tür çocuk oyunu


yapı

İlgili Kelimeler:

yapı adası, yapı bilgisi, yapı bilimi, yapı elemanı, yapı kooperatifi, yapı malzemesi, yapı taşı, yapı yeri, altyapı, ana yapı, düzlek yapı, eş yapı, kaba yapı, öz yapı, sosyal yapı, toplumsal yapı, üstyapı, Allah yapısı, fizik yapısı, kul yapısı, soy yapısı, toplum yapısı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina

2. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon

3. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme

Örnek:

1. Kırıkkale yapısı bir tabanca.

1. Kırıkkale yapısı bir tabanca.

4. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür

Örnek:

1. Yapısı sağlam, güzel bir erkekti.

1. Yapısı sağlam, güzel bir erkekti.

5. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür

Örnek:

1. Dil yapısı. Cümle yapısı.

1. Dil yapısı. Cümle yapısı.

6. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Bir hücrede, bir dokuda, karmaşık oluşumlu bir organizmada elemanların düzeni

7. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün

8. toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür


yapı adası
Anlamı:

1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Birbirine bitişik büyük yapılar, blok


yapı bilgisi
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Kelimelerin yapısını, türeme yollarını ve çekim biçimlerini içeren bilgi, şekil bilgisi, yapı bilimi, morfoloji


yapı bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bitkilerde ve canlılarda organların yapılarını, biçimlerini, biçimleriyle görevleri arasındaki ilgiyi inceleyen bilim kolu, morfoloji

2. Yapı bilgisi


yapı bilimsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yapı bilimi ile ilgili, morfolojik


yapı elemanı
Anlamı:

1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Bir yapının bütünü içinde yer alan duvar, çatı, doğrama vb. ögelerden her biri


yapı kooperatifi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Katılımcıların konut gereksinimini karşılamak amacıyla kurulan ortaklık


yapı malzemesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnşaatın yapımında kullanılan her türlü malzeme


yapı taşı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Binanın ağırlığını çeken esas taş

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Esas, temel


yapı taşı yerde kalmaz
Anlamı:

1. `değerli kimse boşta kalmaz, kendisine bir iş verilir` anlamında kullanılan bir söz


yapı yeri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şantiye

Örnek:

1. Çakıl dolu kamyonla, klakson çalarak yapı yerine girdi.

1. Çakıl dolu kamyonla, klakson çalarak yapı yerine girdi.


yapıcı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yapan, oluşturan, ortaya çıkaran, meydana getiren

2. Önemli ve yararlı işler yapan

Örnek:

1. İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı.

1. İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı.

3. Olumlu

Örnek:

1. Yapıcı fikir. Yapıcı eleştiri.

1. Yapıcı fikir. Yapıcı eleştiri.

4. isim , isim , isim , isim , Yapı ustası


yapıcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapıcı olma durumu

2. Yapıcının yaptığı iş


yapık
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Belleme (II)

2. tarih , tarih , tarih , tarih , Yeniçerilerin giydikleri üstlük


yapılabilirlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir girişimin işletme ve ekonomi yönlerinden durumunu önceden tespit etme, uygulanabilirlik, fizibilite


yapılabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapılabilmek işi

Örnek:

1. Bu fikir birdenbire bana o kadar munis, yapılabilmesi o kadar kolay göründü ki hemen yola düştüm.

1. Bu fikir birdenbire bana o kadar munis, yapılabilmesi o kadar kolay göründü ki hemen yola düştüm.


yapılabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yapılma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Yapılabilecek şeylerle yapılamayacakları daha ilk anda ayırmasını biliyordu.

1. Yapılabilecek şeylerle yapılamayacakları daha ilk anda ayırmasını biliyordu.


yapılagelme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapılagelmek işi


yapılagelmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uzun süreden beri yapılıyor olmak

Örnek:

1. Öteden beri zaman zaman yapılagelen bu anketler ne güzel anketlerdir!

1. Öteden beri zaman zaman yapılagelen bu anketler ne güzel anketlerdir!


Telaffuz : yapıla'gelmek

yapılanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapılanabilmek işi


yapılanabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yapılanma ihtimali veya imkânı bulunmak


yapılandırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapılandırabilmek işi