92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Yapılandırma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Yapılandırmaya gücü yetmek
1. isim , isim , isim , isim , Yapılandırmak işi
2. bilişim , bilişim , bilişim , bilişim , Bilgisayar sisteminin özellikle fiziksel birimlerini gösterme, konfigürasyon
1. -i , -i , -i , -i , Yapılı duruma getirmek
2. Oluşturmak
3. Düzenlemek
yeniden yapılanma
1. isim , isim , isim , isim , Yapılanmak işi
2. Oluşum
3. Düzenleme
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yapı özelliği kazanmak, oluşmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yapı durumuna gelmek
2. Oluşmak
ince yapılı, iri yapılı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yapısı herhangi bir nitelikte olan
1. Güzel yapılı. Sağlam yapılı.
1. Güzel yapılı. Sağlam yapılı.
2. Vücudu gelişmiş, iri
1. Yapılı bir adam.
1. Yapılı bir adam.
1. isim , isim , isim , isim , Yapılma işi
2. Bir şey yapılırken gerçekleştirilen özellik, nitelik, kuruluş, bünye
1. Bu binanın yapılışı depreme dayanacak bir niteliktedir.
1. Bu binanın yapılışı depreme dayanacak bir niteliktedir.
1. isim , isim , isim , isim , Yapılmak işi
1. Bence ahlakın bir ilkesi, bir kökü vardır. Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma.
1. Bence ahlakın bir ilkesi, bir kökü vardır. Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma.
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yapılmış
1. Eve gelince sokak elbiselerini, yumuşak Fransız flanelinden yapılma ev elbiseleriyle değiştirirdi.
1. Eve gelince sokak elbiselerini, yumuşak Fransız flanelinden yapılma ev elbiseleriyle değiştirirdi.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yapma işine konu olmak
1. Yalı, bolluk zamanında yapılmış çok pencereli, iki katlı yayvan bir binadır.
1. Yalı, bolluk zamanında yapılmış çok pencereli, iki katlı yayvan bir binadır.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gerçekleştirilmek, ortaya çıkarılmak
yapım eki, yapımevi, eş yapım, ortak yapım, üstün yapım
1. isim , isim , isim , isim , Yapma işi, inşa, imal, konstrüksiyon
2. Ham maddeyi el veya makine ile işleyerek mal üretme, imal
3. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Özümleme
4. sinema , sinema , televizyon , televizyon , sinema , sinema , televizyon , televizyon , Bir filmin çevrilmesi veya bir radyo, televizyon programının hazırlanması için gerekli çalışmaların tümü ve bu çalışmaların ürünü, prodüksiyon
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Kelime kök veya gövdesine getirilerek kelimenin yeni bir anlam kazanmasını sağlayan ek: -lik (göz-lük); -ci (ev-ci); -li (ev-li); -inç (sev-inç); -gi (sev-gi); -daş (vatan-daş) gibi
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin yapılmasında, ortaya konulmasında, gerçekleştirilmesinde emeği geçen kimse veya kuruluş
2. sinema , sinema , televizyon , televizyon , sinema , sinema , televizyon , televizyon , Bir filmin çevrilişiyle ilgili bütün yönetim işlerini üzerine alan, sermayesini veren kimse, prodüktör
3. Radyo, sinema programları düzenlemekle görevli kimse, programcı
1. isim , isim , isim , isim , İmalathane
2. sinema , sinema , sinema , sinema , Film yapımı işiyle uğraşmak için kurulmuş ortaklık
Telaffuz : yapı'mevi
kınalı yapıncak
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Seyrek taneli, kırmızı benekli bir tür üzüm, kınalı yapıncak
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Soğuk havada, açıkta bırakılan atlara örtülen uzun tüylü kebe
1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Kendine yapmak veya kendi için yaptırmak
1. Elbise yapınmak.
1. Elbise yapınmak.
2. -e , -e , -e , -e , Özenmek, hazırlanmak
1. Kuş yavrusu uçmaya yapınıyor. Bu genç ozanlığa yapınıyor.
1. Kuş yavrusu uçmaya yapınıyor. Bu genç ozanlığa yapınıyor.