92406 kayıt bulundu.
1. işe başlamak üzere çalışma araçlarını hazırlamak, çalışmaya başlamak
2. argo , argo , argo , argo , yasal olmayan bir işi gerçekleştirebilmek için yalan dolanla aldatmaya, kandırmaya çalışmak
1. -i , -i , -i , -i , Dokunacak bezi tezgâha yerleştirmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir iş için hazırlık yapmak, işe girişmek
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yasal olmayan bir işi gerçekleştirmek için plan yapmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tezgâhlama işine konu olmak
1. -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , Tezgâhlama ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Tezgâhlama becerisi bulunmak
tezgâhtar ağzı
1. isim , isim , isim , isim , Kahve, gazino, mağaza vb. yerlerde tezgâhta duran, satış yapan kimse
1. Bizim hatun bir manifatura mağazasında tezgâhtardı.
1. Bizim hatun bir manifatura mağazasında tezgâhtardı.
Lisan : Farsça destgāhdār
Telaffuz : tezgâhta:rı
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Bir şeyi beğendirmek için fazlaca konuşma, gereksiz övme
1. isim , isim , isim , isim , Tezgâhtar olma durumu, tezgâhtarın işi
1. Tezgâhtarlık, figüranlık derken kendini satmasını bilememiş, ucuza gitmişti.
1. Tezgâhtarlık, figüranlık derken kendini satmasını bilememiş, ucuza gitmişti.
1. bir şeyi beğendirmeye çalışmak için fazlaca konuşmak, lüzumsuz yere övmek, methetmek
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yazma kitaplarda, sayfaların yaldız ve boya ile bezenmesi, yaldızlama
2. Süsleme, bezeme
Lisan : Arapça teẕhīb
Telaffuz : tezhi:bi
av tezkeresi, mürur tezkeresi, nüfus tezkeresi
1. isim , isim , isim , isim , Pusula(II)
1. Bu vaziyette en tabii çare, ona küçük bir tezkere yazmaktı.
1. Bu vaziyette en tabii çare, ona küçük bir tezkere yazmaktı.
2. Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt
1. Nihayet yol tezkerem yapıldı, üstüm başım düzeltildi.
1. Nihayet yol tezkerem yapıldı, üstüm başım düzeltildi.
3. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Askerlik görevinin bittiğini bildiren belge
Lisan : Arapça teẕkire
1. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , askerlik görevini tamamlayarak bunu bildiren bir belge almak
1. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , askerlik görevini bitirdiği hâlde orduda çalışmasını sürdürmek, orduda kalmak
1. isim , isim , isim , isim , Askerlik ödevini tamamlamış, terhis olmuş er
2. Dava özetlerini yazan görevli
3. Tezkere yazarı
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Divan şairlerinin hayatlarını ve şiirlerini genellikle öznel bir bakış açısıyla değerlendiren eser
Lisan : Arapça teẕkire
tezkiyesi bozuk
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Temize çıkarma, aklama
2. Bir kimsenin iyi bir insan olduğunu kendisini tanıyanlardan soruşturarak ortaya çıkarma
Lisan : Arapça tezkiye
Telaffuz : te'zkiye
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Doğruluğuna güvenilmez (kimse)