92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Birini veya bir şeyi Tanrı diye tanımak, Tanrı yerine koymak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aşırı derecede övmek
1. Seni öyle bir tanrılaştırarak müdafaa etti ki dinlemeliydin Ferit, şimdi utancından boğulurdun.
1. Seni öyle bir tanrılaştırarak müdafaa etti ki dinlemeliydin Ferit, şimdi utancından boğulurdun.
1. sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , İlahi
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Tanrı'nın varlığını inkâr eden, ate, ateist
Telaffuz : tanrı'tanımaz
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Tanrı'nın varlığını inkâr eden öğreti, ateizm
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İnsan aklının alamayacağı, şaşırtıcı, olağanüstü olay, mucize
1. Bir gün Oğuz Atay'ın bir tansık gibi edebiyatımızdan geçtiğini kavrayacağız.
1. Bir gün Oğuz Atay'ın bir tansık gibi edebiyatımızdan geçtiğini kavrayacağız.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tansığa yakın, tansığa benzer, tansığı andıran
1. Yola çıkan barbar, o tansıksı kentle karşılaştığında geçmiş değerleri alımlayacaktır.
1. Yola çıkan barbar, o tansıksı kentle karşılaştığında geçmiş değerleri alımlayacaktır.
1. isim , isim , teknik , teknik , isim , isim , teknik , teknik , Gerilimölçer
Lisan : Fransızca tensiomètre
Telaffuz : tansiyome'tre
1. isim , isim , teknik , teknik , isim , isim , teknik , teknik , Gerilim ölçümü
Lisan : Fransızca tansiométrie
tansiyon aleti, tansiyon düşürücü, büyük tansiyon, küçük tansiyon
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Kan basıncı
1. Yalnız tansiyon fevkalade. Katiyen et yememesi lazım.
1. Yalnız tansiyon fevkalade. Katiyen et yememesi lazım.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gerilim
Lisan : Fransızca tension
1. isim , isim , isim , isim , Ölçümün yapıldığı andaki kan basıncı değerlerini gösteren alet
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Atardamar basıncını düşüren ilaç
1. tıp , tıp , tıp , tıp , bir kimsenin özel bir aletle kan basıncını tespit etmek
1. kan basıncı aniden yükselmek
1. Kocasının hiddetten tansiyonu yükseldi.
1. Kocasının hiddetten tansiyonu yükseldi.
1. gerilimi azaltmak
1. Hiç değilse önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti.
1. Hiç değilse önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti.
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 73, atom ağırlığı 180,88, yoğunluğu 16,6 olan, 3000 °C'ye doğru eriyen ve siyah bir toz durumunda elde edilen bir element (simgesi Ta)
Lisan : Fransızca tantale
1. isim , isim , isim , isim , Görkem
1. Kerim Ağa epeyce büyük bir tantana ile oğullarından birinin düğününü yapmak üzere idi.
1. Kerim Ağa epeyce büyük bir tantana ile oğullarından birinin düğününü yapmak üzere idi.
2. Gürültü patırtı, kuru gürültü
3. Gereksiz, boş söz
Lisan : Arapça ṭanṭana