aydınlıkölçer
1. isim , isim , isim , isim , Bir yeri aydınlatan güç, ışık
1. Azar azar büyüyen aydınlığa doğru var gücümle koşuyordum.
1. Azar azar büyüyen aydınlığa doğru var gücümle koşuyordum.
2. Bir yapının ortasına gelen oda ve öbür bölümlerin ışık alması için damın ortasından zemine kadar açılan boşluk
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Işık alan
1. Aydınlık bir oda.
1. Aydınlık bir oda.
4. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Kolay anlaşılacak derecede açık olan, vazıh
1. En bilmediği çapraşık bir işi beş, on cümle ile anlatınız, onu sizden daha aydınlık bir görüşle kavrardı.
1. En bilmediği çapraşık bir işi beş, on cümle ile anlatınız, onu sizden daha aydınlık bir görüşle kavrardı.
5. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Kötülükten uzak, temiz, saf
1. Aydınlık bir yüz.
1. Aydınlık bir yüz.