Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sifon

İlgili Kelimeler:

eviye sifonu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir sıvıyı bir kaptan başka bir kaba aktarmaya yarayan, değişik uzunlukta iki kolu olan bükülmüş boru

2. Şose, demir yolu vb. yapıların altından bir akarsuyu geçirmek için yapılan boru biçiminde kanal

3. Pis su tesisatındaki kokuların yapıya yayılmasını önleyen araç

4. Hızla fışkırtılan su yardımıyla pis su ile dışkıları atık su tesisatına akıtan düzenek


Lisan : Fransızca siphon

şifon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İpek iplikle dokunmuş ince, şeffaf kumaş

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu kumaştan yapılmış


Lisan : Fransızca chiffon

sifonlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sifonlamak işi


sifonlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sifonu çekmek


sifonlular
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yassı solungaçlılardan bir sınıf


şifonyer
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekmecelerine çamaşır konulan dolap


Lisan : Fransızca chiffonnier

şifre

İlgili Kelimeler:

şifre anahtarı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gizli haberleşmeye yarayan işaretlerin tümü, kod

Örnek:

1. İstanbul mümessilliği şifresiyle Mustafa Kemal Paşa'ya, bekledikleri malumatı iletmiştim.

1. İstanbul mümessilliği şifresiyle Mustafa Kemal Paşa'ya, bekledikleri malumatı iletmiştim.

2. Gizliliği olan kasa, kapı, çanta vb. şeylerin açılması için gereken rakam


Lisan : Fransızca chiffre

Telaffuz : şi'fre

şifre anahtarı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şifrede kullanılan işaretleri gösteren liste


şifreci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Metinleri şifreleyen kimse

2. Şifreli bir metni çözen kimse


Telaffuz : şi'freci

şifrecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şifreci olma durumu


şifreleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şifrelemek işi


şifrelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir metni şifreli duruma getirmek


şifrelenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şifrelenmek işi


şifrelenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir metin şifreli duruma getirilmek


şifreletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şifreletmek işi


şifreletmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir metin şifreli duruma getirtilmek


şifreli

İlgili Kelimeler:

şifreli çanta, şifreli hesap, şifreli kasa, şifreli kilit, şifreli telgraf

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şifresi olan

2. Şifre ile yazılmış

Örnek:

1. Yasaktır, şifreli telgraf kabul edilmez!

1. Yasaktır, şifreli telgraf kabul edilmez!

3. Ancak şifresi çözüldüğünde açılabilen

Örnek:

1. Şifreli kasa. Şifreli kilit.

1. Şifreli kasa. Şifreli kilit.


şifreli çanta
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açılıp kapanması şifreli rakamlara bağlı olan, özel olarak yapılmış çanta


şifreli hesap
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gizli hesap


şifreli kasa
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Önceden belirlenmiş harf veya rakamlardan oluşan özel bir şifrenin uygulanması sonucunda açılıp kapanan kasa


şifreli kilit
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üstünde her birinde çepeçevre birçok harf yazılı bir sıra tekerlek bulunan, bunlar çevrilerek bilinen bir kelime ortaya çıkarıldığında açılabilen kilit


şifreli telgraf
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Metni şifreli olan ve bu şifre çözüldüğünde anlaşılabilen telgraf

Örnek:

1. Oradaki son Türklerin nasıl kahramanca vuruştuklarını masanın üstünden aldığım şifreli telgraftan okudum.

1. Oradaki son Türklerin nasıl kahramanca vuruştuklarını masanın üstünden aldığım şifreli telgraftan okudum.


şifreyi çözmek
Anlamı:

1. bir şifrede kullanılan işaretlerin anlamını bulmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , gizli bir olayı anlayıp açıklığa kavuşturmak


siftah
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , İlk alışveriş

Örnek:

1. Daha sabahtan beri siftahım yok!

1. Daha sabahtan beri siftahım yok!

2. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , İlk kez

Örnek:

1. Aylarca süren bir ayrılıktan sonra, Selim'in Anadolu'ya siftah ayak bastığı yerdi burası.

1. Aylarca süren bir ayrılıktan sonra, Selim'in Anadolu'ya siftah ayak bastığı yerdi burası.


Lisan : Arapça istiftāḥ

siftah etmek
Anlamı:

1. esnaf sabahleyin ilk alışverişi yapmak

Örnek:

1. Bu vakit kim gelecek? Her günkü gibi siftahı sen ediyorsun?

1. Bu vakit kim gelecek? Her günkü gibi siftahı sen ediyorsun?

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir işi ilk kez yapmak