Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sellemehüsselam
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Ulu orta, çekinmeden, destursuz

Örnek:

1. Bu hareketi pek hoş görmeyen Şems de onun böyle sellemehüsselam girip çıkmaması için biraz ağırca sözler söylemişti.

1. Bu hareketi pek hoş görmeyen Şems de onun böyle sellemehüsselam girip çıkmaması için biraz ağırca sözler söylemişti.


Lisan : Arapça sellemehu + selām

Telaffuz : l ince okunur

selobant
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Seloteyp


Telaffuz : l ince okunur

selofan
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Selülozdan yapılmış, ince, saydam, ambalaj yapımında kullanılan tabaka


Lisan : Fransızca cellophane

Telaffuz : l ince okunur

seloteyp
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapıştırma işlerinde kullanılan, ince, saydam, bir yüzü yapışkan şerit, selobant


Lisan : İngilizce Cellotape özel adından

Telaffuz : se'loteyp, l ince okunur

selp

İlgili Kelimeler:

selbetmek

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Zorla alma, kapma

2. Kaldırma, kaçırma, yok etme


Lisan : Arapça selb

selülit
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağ dokusu iltihabı


Lisan : Fransızca cellulite

selüloit
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nitroselüloz ile kâfurdan oluşan, fotoğraf kâğıdı, sinema filmi, bilardo topu, tarak vb. şeylerin yapımında kullanılan plastik madde


Lisan : Fransızca celluloïd

Telaffuz : l ince okunur

selüloz
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Bitkilerde hücre yapısının büyük bir bölümünü oluşturan kâğıt, yapay ipek ve patlayıcı maddelerin yapımında kullanılan bir karbonhidrat (C6H10O5)


Lisan : Fransızca cellulose

Telaffuz : l ince okunur

selülozik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde selüloz bulunan

Örnek:

1. Selülozik boya.

1. Selülozik boya.


Lisan : Fransızca cellulosique

Telaffuz : l ince okunur

selülozlu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bileşiminde selüloz içeren


selva
Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Amerika'da Amazon, Afrika'da Nijer ırmakları gibi Ekvator bölgesindeki büyük suların geçtiği havzalarda bulunan geniş ve balta girmemiş ormanlar


Lisan : İspanyolca selva

Telaffuz : se'lva

selvi
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Servi


selviçe
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Gemi armasında bulunan oynak halat


Lisan : İtalyanca servizi

selzede
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sel felaketine uğramış, selden zarar görmüş kimse


Lisan : Arapça seyl + Farsça -zede

sem
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İşitme


Lisan : Arapça semʿ

sem
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Zehir


Lisan : Arapça semm

şem
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Mum, balmumu

Örnek:

1. Beni candan usandırdı cefadan yâr usanmaz mı / Felekler yandı ahımdan muradım şemi yanmaz mı?

1. Beni candan usandırdı cefadan yâr usanmaz mı / Felekler yandı ahımdan muradım şemi yanmaz mı?


Lisan : Arapça şemʿ

sema

İlgili Kelimeler:

alaimisema

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gök

Örnek:

1. Burası ufukları geniş, seması bulutsuz, güneşi berrak bir yeşil saha idi.

1. Burası ufukları geniş, seması bulutsuz, güneşi berrak bir yeşil saha idi.


Lisan : Arapça semāʾ

Telaffuz : sema:

sema

İlgili Kelimeler:

semahane

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İşitme, duyma

2. Mevlevi dervişlerinin ney, nısfiye vb. çalgılar eşliğinde, kollarını iki yana açıp dönerek yaptıkları ayin


Lisan : Arapça semāʿ

Telaffuz : sema:

şema
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir aletin, bir aracın veya bir biçimin ana çizgilerini gösteren çizim

2. Bir edebiyat eserinin, bir tasarının planı


Lisan : Fransızca schéma

Telaffuz : şe'ma

semafor
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Demir yollarında gündüz mekanik olarak kırmızı bir kolla, gece kırmızı ışıkla işaret veren alet

2. İki gemi veya gemi ile kıyı istasyonu arasında haberleşmede kullanılan üç kollu işaret sütunu


Lisan : Fransızca sémaphore

semah
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alevi ve Bektaşi topluluklarında yaygın olan ve müzik eşliğinde uygulanan tören nitelikli oyun


Lisan : Arapça semāʿ

semahane
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mevlevi tekkelerinde dervişlerin sema yaptıkları özel bölüm


Lisan : Arapça semāʿ + Farsça ḫāne

Telaffuz : sema:ha:ne

semahat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Cömertlik


Lisan : Arapça semāḥat

Telaffuz : sema:hat

semai

İlgili Kelimeler:

semai kahvesi, sengin semai, yürük semai, saz semaisi

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , müzik , müzik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde iki basit usulden biri

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Sekizer hece ölçüsüyle yazılmış olan halk şiiri türü

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir kurala bağlı olmayıp ancak işitmekle öğrenilen (söz)


Lisan : Arapça semāʿī

Telaffuz : sema:i: