Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sapa
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Merkezden uzak, kıyıda köşede kalmış

Örnek:

1. Eskiden sapa semtlerde küçücük dükkânlar görünürdü.

1. Eskiden sapa semtlerde küçücük dükkânlar görünürdü.

2. Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan

Örnek:

1. Dar ve sapa yollardan hızla yürümeye çalışıyorduk.

1. Dar ve sapa yollardan hızla yürümeye çalışıyorduk.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Düzgün olmayan, yolundan sapmış

Örnek:

1. Kimileri sert çıkışlarda, karşı koymalarda, sapa ilişkilerde çözüm arıyor.

1. Kimileri sert çıkışlarda, karşı koymalarda, sapa ilişkilerde çözüm arıyor.


şapa oturmak
Anlamı:

1. içinden çıkılması güç bir duruma düşmek


sapabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sapabilmek işi


sapabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Sapma ihtimali veya imkânı bulunmak


şapadanak
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ansızın

Örnek:

1. Şapadanak sorar.

1. Şapadanak sorar.

2. `Şap` diye ses çıkararak


Telaffuz : şapa'danak

sapak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir ana yoldan ayrılan yolun başlangıç noktası

2. Akarsuyun kollara ayrıldığı yer

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sapaklığı olan


sapaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belli bir ölçüye, belli kurala uymama durumu

2. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Hastalık niteliğinde olmamakla birlikte, normalden belirgin durumda sapma gösterme durumu, anomali


sapan

İlgili Kelimeler:

kar sapanı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki ucu ip, ortası örme veya meşin olan bir taş atma aracı

Örnek:

1. Gökçe Bacı, bağrına saplanan bir okla, sapan sallayan eli havada, yere düşüyor.

1. Gökçe Bacı, bağrına saplanan bir okla, sapan sallayan eli havada, yere düşüyor.

2. Genellikle çocukların kuş vurmak için kullandıkları, iki ucuna lastik ve lastiklerin arasına da geniş bir meşin parçası bağlı bulunan çataldan oluşan araç, kuş lastiği

Örnek:

1. Cebine sakız gibi kuru üzümü doldurdun mu elde sapan, incir kuşu avına çıkarsın.

1. Cebine sakız gibi kuru üzümü doldurdun mu elde sapan, incir kuşu avına çıkarsın.

3. Kaldırılacak bir şeyin üzerine geçirmek için halattan yapılan çember

4. teknik , teknik , teknik , teknik , Makarayı bir yere bağlamak için tablaların çevresine geçirilen halat veya demir kuşaklar


Sapanca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sakarya iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : sapa'nca

saparna
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Eskiden kökü hekimlikte kullanılmış olan, zambakgillerden, yeşilimsi çiçekli, dikenli ve tırmanıcı, çok yıllık bir bitki (Smilax)


Telaffuz : sapa'rna, Amerika yerlilerinin dilinden

saparta
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gemi bordasındaki top çıkarılan dört köşe boşluk ve açıklık

2. Bir batarya topun birden ateş etmesi, alabanda ateşi

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Paylama


Lisan : İtalyanca sabordo

Telaffuz : sapa'rta

saparta (veya sapartayı) yemek
Anlamı:

1. azarlanmak, terslenmek

Örnek:

1. Mebustan saparta yiyen bu adam kimdir?

1. Mebustan saparta yiyen bu adam kimdir?


sapartayı vermek
Anlamı:

1. azarlamak, terslemek

Örnek:

1. Hanımefendi kalkmış, ikisine de sapartayı vermiş.

1. Hanımefendi kalkmış, ikisine de sapartayı vermiş.


sapasağlam
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok sağlam, her yanı sağlam

Örnek:

1. Durmuş Ağa'ya gelince, yetmişlik, mübarek fakat sapasağlam bir ihtiyar.

1. Durmuş Ağa'ya gelince, yetmişlik, mübarek fakat sapasağlam bir ihtiyar.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Sağlam bir biçimde

Örnek:

1. Ferit dayı bu savaştan da sapasağlam, üstelik miralay olarak dönmüştü.

1. Ferit dayı bu savaştan da sapasağlam, üstelik miralay olarak dönmüştü.


Telaffuz : sapa'sağlam

şapçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şap yapan veya satan kimse


sapçık

İlgili Kelimeler:

çiçek sapçığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küçük sap

2. anatomi , anatomi , anatomi , anatomi , Bir organı, organizmanın öteki bölümlerine bağlayan, içinde damarlar, sinirler ve görev kanalları bulunan ögelerin tümü

Örnek:

1. Akciğer sapçığı.

1. Akciğer sapçığı.

3. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Ucunda çiçek bulunan dalcık


şapçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şapçının yaptığı iş


şapel
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küçük kilise

2. Büyük kiliselerin içinde bir azizin adına ayrılmış küçük ibadet yeri


Lisan : Fransızca chapelle

şaphane
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şap çıkarılan yer, şap ocağı


Lisan : Arapça şabb + Farsça ḫāne

Telaffuz : şapha:ne

Şaphane
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kütahya iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : şa'pha:ne

sapı silik
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Kişiliksiz, sözünü dinletemeyen kimse

Örnek:

1. Rasih Bey söz dinletecek adam değil zaten. Sapı siliğin biri.

1. Rasih Bey söz dinletecek adam değil zaten. Sapı siliğin biri.


sapık

İlgili Kelimeler:

cinsel sapık, telefon sapığı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tavır ve davranışları normal olmayan veya geleneklerden, törelerden ayrılan, anormal (kimse), gayritabii, anormal

Örnek:

1. Sapık düşünce.

1. Sapık düşünce.

2. Delice davranışları olan, meczup


sapıkça
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sapık bir biçimde


Telaffuz : sapı'kça

sapıklaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sapıklaşmak işi


sapıklaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sapık duruma gelmek