Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
rol

İlgili Kelimeler:

rol çatışması, rol iflası, başrol

Anlamı:

1. isim , isim , sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , isim , isim , sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , Bir kişiliği canlandıran oyuncunun söylemesi ve yapması gereken hareketlerin genel adı

Örnek:

1. Genç bir çocuk yanıma sokuldu, artistliğe hevesliymiş, eğer filmde rol verirsek bedava artistlik yaparmış.

1. Genç bir çocuk yanıma sokuldu, artistliğe hevesliymiş, eğer filmde rol verirsek bedava artistlik yaparmış.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işte bir kimse veya şeyin üstüne düşen görev

Örnek:

1. Ev kadını rolünü çok ciddiyetle ele almıştım.

1. Ev kadını rolünü çok ciddiyetle ele almıştım.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gerçek olmayan davranış, gösteriş


Lisan : Fransızca rôle

rol almak
Anlamı:

1. bir oyunda görev almak

Örnek:

1. Kafile, rol alan şahıslar tarafından yapılan türlü oyunlarla geziyi tamamlar.

1. Kafile, rol alan şahıslar tarafından yapılan türlü oyunlarla geziyi tamamlar.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , biri, bir işte etkili olmak


rol çalmak
Anlamı:

1. oyun sırasında söz başka bir oyuncuda iken seyircinin ilgisini kendi üzerine çekmek

2. birinin söyleyeceği sözü ondan önce söylemek


rol çatışması
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , Toplumun statülere bağlı olarak beklediği veya buyurduğu iki veya daha fazla şey karşısında ferdin gösterdiği çelişik istekler, davranışlar


rol iflası
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , Buyrukların veya beklentilerin yönelttiği durumda ortaya çıkan davranışsızlık


rol kesmek
Anlamı:

1. yalan, uydurma söz söylemek veya içten olmayan davranışlarda bulunmak


rol oynamak
Anlamı:

1. oyunda rol almak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , birinin bir işte önemli etkisi olmak

Örnek:

1. Bunda ne hocanın bilgisi ne çocuğun çalışkanlığı rol oynar.

1. Bunda ne hocanın bilgisi ne çocuğun çalışkanlığı rol oynar.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , davranışlarda içtenlik olmamak

Örnek:

1. Bu da hile, inanmıyorum; pusuda beklediğine ve rol oynadığına inanıyorum.

1. Bu da hile, inanmıyorum; pusuda beklediğine ve rol oynadığına inanıyorum.


rol yapmak
Anlamı:

1. davranışlarda içtenlik bulunmamak

Örnek:

1. Rol yapmaya kalkışsa yüzüne gözüne bulaştıracağını biliyordu.

1. Rol yapmaya kalkışsa yüzüne gözüne bulaştıracağını biliyordu.


rölans
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konken, poker vb. oyunlarda ortaya sürülmüş olan parayı artırmak için söylenen söz


Lisan : Fransızca relance

Telaffuz : l ince okunur

rölanti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Motorlu taşıtlarda motorun en az yakıtla çalışma ayarı


Lisan : Fransızca ralenti

Telaffuz : l ince okunur

rölantide durmak (veya çalışmak)
Anlamı:

1. motorlu taşıtlarda, motor boşta çalışmak


rölantiye almak
Anlamı:

1. motorlu taşıtlarda motoru boşa almak, boşta çalıştırmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , herhangi bir işi yavaşlatmak


rölatif
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Göreceli


Lisan : Fransızca relatif

Telaffuz : l ince okunur

rölativist
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Göreci


Lisan : Fransızca relativiste

Telaffuz : l ince okunur

rölativite
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Görelik


Lisan : Fransızca relativité

Telaffuz : l ince okunur

rölativizm
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Görecelik


Lisan : Fransızca relativisme

Telaffuz : l ince okunur

rolcü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rol yapan kimse


rolcülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rol yapma durumu

Örnek:

1. Onlar çevrelerinde olup bitenleri izleyen ve büyüklerin rolcülüğünü sezen cimcimeler olmuşlardır.

1. Onlar çevrelerinde olup bitenleri izleyen ve büyüklerin rolcülüğünü sezen cimcimeler olmuşlardır.


röle
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir cismin veya bir gücün biçimini değiştirmeye yarayan alet, değiştirgeç, konvertisör


Lisan : Fransızca relais

rölöve
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eski bir sanat eserinin, bir yapının çizilerek veya boyanarak hazırlanan kopyası

2. mimarlık , mimarlık , mimarlık , mimarlık , Bir yapının bütün boyutlarını ölçerek plan, kesit ve görünüşünü yeniden çıkarma

Örnek:

1. Aklıma gelmişken, otelden ilk çıkarttığımız rölöveyi de kontrol et, ölçüler tutmuyor.

1. Aklıma gelmişken, otelden ilk çıkarttığımız rölöveyi de kontrol et, ölçüler tutmuyor.


Lisan : Fransızca relevé

rolü olmak
Anlamı:

1. etkisi bulunmak

Örnek:

1. Sizinle benim bunda bir rolümüz oldu muydu?

1. Sizinle benim bunda bir rolümüz oldu muydu?


rolüne çıkmak
Anlamı:

1. oyunda belli bir kişiliği sahnede oynamak

Örnek:

1. Görgülü rolüne çıkmış zekâsız bir türediye benzeyecek.

1. Görgülü rolüne çıkmış zekâsız bir türediye benzeyecek.


rölyef
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kabartma


Lisan : Fransızca relief

rölyefli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kabartmalı


rom
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şeker kamışından şeker yapılırken elde edilen öz suyun, melasla mayalandırılarak kurutulmasıyla oluşturulan alkollü sert içki


Lisan : İngilizce rum