Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
rejim

İlgili Kelimeler:

açık rejim, kapalı rejim, gıda rejimi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yönetme, düzenleme biçimi, düzen

Örnek:

1. Hiç kimse Türkiye'de normal, sürekli ve dengeli bir basın rejimi yaşamış olduğunu iddia edemez.

1. Hiç kimse Türkiye'de normal, sürekli ve dengeli bir basın rejimi yaşamış olduğunu iddia edemez.

2. Diyet

Örnek:

1. Sıkı bir rejim takip etmelidir.

1. Sıkı bir rejim takip etmelidir.

3. Bir devletin yönetim biçimi

Örnek:

1. Çok partili rejime geçişte de daha çok siyasal nitelikte oyunlar yasaklanıyordu.

1. Çok partili rejime geçişte de daha çok siyasal nitelikte oyunlar yasaklanıyordu.

4. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Akarsu debisinin yıl boyunca gösterdiği değişikliklerin tümü


Lisan : Fransızca régime

rejim yapmak
Anlamı:

1. sağlığı korumak veya zayıflamak amacıyla belirli yiyecekleri yemek


rejisör

İlgili Kelimeler:

başrejisör

Anlamı:

1. isim , isim , sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , isim , isim , sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , Yönetmen

Örnek:

1. Kimi rejisörler ise çeşitli oyunlarının kahramanları hakkında kendisinden ayrıntılı bilgiler istiyorlardı.

1. Kimi rejisörler ise çeşitli oyunlarının kahramanları hakkında kendisinden ayrıntılı bilgiler istiyorlardı.


Lisan : Fransızca régisseur

rejisörlük

İlgili Kelimeler:

rejisörlük odası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rejisörün görevi, yönetmenlik


rejisörlük etmek
Anlamı:

1. tiyatro ve sinema sanatında yönetmenlik yapmak

Örnek:

1. Dublaj yapıyor, film çeviriyor, rejisörlük ediyor, senaryo yazıyor.

1. Dublaj yapıyor, film çeviriyor, rejisörlük ediyor, senaryo yazıyor.


rejisörlük odası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Reji odası

Örnek:

1. Üç, beş dakikalık bir müzakereden sonra heyet, rejisörlük odasından çıktı.

1. Üç, beş dakikalık bir müzakereden sonra heyet, rejisörlük odasından çıktı.


rekabet

İlgili Kelimeler:

ezelî rekabet

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış

Örnek:

1. Bu seferki kovuluşun sebebi meslek rekabeti değil, meslek ahlakı idi.

1. Bu seferki kovuluşun sebebi meslek rekabeti değil, meslek ahlakı idi.


Lisan : Arapça reḳābet

Telaffuz : reka:bet

rekabet etmek
Anlamı:

1. yarışmak

Örnek:

1. Herkesin size delilik isnat etmekte birbirleriyle âdeta rekabet etmeleri kaidedir.

1. Herkesin size delilik isnat etmekte birbirleriyle âdeta rekabet etmeleri kaidedir.


rekabetçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rekabet yanlısı olan kimse, yarışçı, kompetitif


rekabetçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rekabetçi olma durumu


rekâket
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kekemelik, pepemelik


Lisan : Arapça rekāket

Telaffuz : rekâ:ket

rekât
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Namazda bir kıyam, bir rükû ve iki secdeden oluşan bölüm

Örnek:

1. Öğle namazının kaç rekât olduğunu unutmuş, aklında hiç namaz suresi kalmamıştı.

1. Öğle namazının kaç rekât olduğunu unutmuş, aklında hiç namaz suresi kalmamıştı.


Lisan : Arapça rekʿat

rekiz
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dikme, saplama, kurma


Lisan : Arapça rekz

reklam

İlgili Kelimeler:

reklam ajansı, reklam filmi, reklam kuşağı, reklam levhası, bilinçaltı reklam, gizli reklam, sanal reklam, tanıtıcı reklam

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol

Örnek:

1. Şehirde canlı reklam dolaştırmak hiçbirimizin aklına gelmemişti.

1. Şehirde canlı reklam dolaştırmak hiçbirimizin aklına gelmemişti.

2. Bu amaç için kullanılan yazı, resim, film vb


Lisan : Fransızca réclame

Telaffuz : l ince okunur

reklam ajansı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir ticari kuruluşu tanıtan, onunla ilgili bilgi aktaran ve bu yolla kazanç sağlayan iş kolu


reklam etmek
Anlamı:

1. herhangi bir kimseyi veya olayı, durumu açığa vurmak, ilan etmek, afişe etmek, ifşa etmek


reklam filmi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir ürünü tanıtmak amacıyla çevrilen kısa metrajlı film


reklam kuşağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Reklamların yayımlandığı belirli zamanlar


reklam levhası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir ürünü tanıtan, duvara, özel hazırlanmış çerçevelere veya yerlere yapıştırılan, asılan veya tutturulan ilan

Örnek:

1. Nedir o tabelaların, reklam levhalarının çirkinliği?

1. Nedir o tabelaların, reklam levhalarının çirkinliği?


reklam yapmak
Anlamı:

1. her türlü aracı kullanarak bir şeyi halka tanıtmak, ünlenmesini sağlamak

Örnek:

1. Sizin için geniş bir reklam yapacağım, adımı ortaya koyacağım.

1. Sizin için geniş bir reklam yapacağım, adımı ortaya koyacağım.


reklamcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Reklam işi ile uğraşan kimse


reklamcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Reklamcının işi


rekolte
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tarımda bir yılda derlenen ürünlerin bütünü

Örnek:

1. Bu yılın buğday rekoltesi umulandan çok az.

1. Bu yılın buğday rekoltesi umulandan çok az.


Lisan : İtalyanca raccolta

Telaffuz : reko'lte

rekonstrüksiyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeniden kurma


Lisan : Fransızca reconstruction

rekor
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir spor dalında erişilmiş derecelerin en üstünü

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Daha önce elde edilmemiş olan sonucu aşan yeni sonuç


Lisan : Fransızca record