92406 kayıt bulundu.
1. bir kimse veya bir şey için kötü konuşmak
1. Hatta aleyhimde atıp tuttuğunu bile duysam kendimi tanıtmamalıydım.
1. Hatta aleyhimde atıp tuttuğunu bile duysam kendimi tanıtmamalıydım.
2. abartmalı konuşmak
1. Dünyanın siyasetiyle meşgul oluyorlar, büyük olaylar hakkında atıp tutuyorlar.
1. Dünyanın siyasetiyle meşgul oluyorlar, büyük olaylar hakkında atıp tutuyorlar.
atış yeri, çengel atış, çift atış, endirekt atış, potalı atış, ayak atışı, başlama atışı, borda atışı, ceza atışı, hava atışı, kenar atışı, korner atışı, köşe atışı, nokta atışı, penaltı atışı, taç atışı, yan atışı
1. isim , isim , isim , isim , Atma işi
2. Kalp veya nabzın vuruşu, çarpışı
1. isim , isim , isim , isim , Ateşli silahlarla atış alıştırmaları yapılan yer, poligon
1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Atışma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Atışma becerisi bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Atışmak işi
1. Başka karı kocalar gibi ikide bir atışma âdetimiz yoktur.
1. Başka karı kocalar gibi ikide bir atışma âdetimiz yoktur.
2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Saz şairleri, belli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söyleme
1. -le , -le , -le , -le , Tartışmak
1. Yoksa gene babasıyla atışıp işi mi bırakmıştı.
1. Yoksa gene babasıyla atışıp işi mi bırakmıştı.
2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kendisine dargın olan bir kimseye barışıkmış gibi söz söylemek
1. Nafile atışma, ben seninle barışmam.
1. Nafile atışma, ben seninle barışmam.
3. Çocuk oyunlarında ebeyi veya takımda olanları belirlemek için karşılıklı olarak adım atmak
1. -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , Atıştırma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Atıştırma becerisi bulunmak
1. -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak atıştırmak
Telaffuz : atıştırı'vermek
1. isim , isim , isim , isim , Müzik dinlenilen ve ayaküstü yemek yenilen eğlence yeri
1. -i , -i , -i , -i , Acele olarak yemek veya içmek
1. Besim, gidenlere ikram edilen çaydan kalma bisküvileri atıştırmakla meşguldü.
1. Besim, gidenlere ikram edilen çaydan kalma bisküvileri atıştırmakla meşguldü.
2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yağmur veya kar serpiştirmek
1. isim , isim , isim , isim , Çerez
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Atıştırmaya yarayan
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Ansızın, çabucak atmak
1. Ne kolay sokağa atıverirdi kendini.
1. Ne kolay sokağa atıverirdi kendini.
Telaffuz : atı'vermek
1. argo , argo , argo , argo , `varsayımlı örnek veriyorum` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Çankırı iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : a'tkaracalar
atkı iplik
1. isim , isim , isim , isim , Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü, bürgü
1. Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı.
1. Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı.
2. Bazı kadın ayakkabılarında ve çocuk patiklerinde ayağın üstünden geçen, yandan iliklenen ince uzun parça
3. Kapı ve pencerelerin yapımında üst tarafa konan ağaç, taş veya beton destek, üst eşik
4. Dokuma tezgâhlarında mekikle enine atılan iplik, argaç
5. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Büyük yaba
1. isim , isim , isim , isim , Dokumacılıkta mekikle enine atılan iplik kumaşın en ipliği
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dokuma tezgâhlarında mekikle atkı atmak, argaçlamak