pöç

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kuyruk sokumu kemiği

pöçük

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kuyruk sokumu, kuyruk

podösüet

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Süet

Örnek:

1. Potinlerim altı rugan, üstü podösüet, yandan düğmeli olacak.

1. Potinlerim altı rugan, üstü podösüet, yandan düğmeli olacak.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Süetten yapılan

Örnek:

1. Podösüet ayakkabı.

1. Podösüet ayakkabı.

Lisan : Fransızca peau de suède

podyum

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle atletizm yarışmalarında derece alan atletlerin veya giysileri sergilemek için mankenlerin çıktıkları merdivenli, yüksekçe yer

Lisan : Fransızca podium

Telaffuz : po'dyum

poetik

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şiire özgü

2. Şiir niteliğinde olan

Lisan : Fransızca poétique

pof

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yere düşen kaba ve yumuşakça bir şeyin veya havası boşalan bir nesnenin çıkardığı ses

pöf

Anlamı:

1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , İğrenme anlatan bir söz

Örnek:

1. Pöf, ne pis koku!

1. Pöf, ne pis koku!

pof diye

Anlamı:

1. pof sesi çıkararak

Örnek:

1. Pof diye gaz parladı ve zaten seyrek olan kirpiklerimi ütüledi.

1. Pof diye gaz parladı ve zaten seyrek olan kirpiklerimi ütüledi.

pofur pofur

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sürekli bir biçimde `pof` sesi çıkararak

2. Duman, bol ve sürekli biçimde çıkarak

pofurdama

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pofurdamak işi

pofurdamak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Can sıkıntısı sebebiyle sesli nefes vermek

Örnek:

1. Burada oturduğu sürece pofurdadı durdu.

1. Burada oturduğu sürece pofurdadı durdu.

pofurdatma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pofurdatmak işi

pofurdatmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Pofurdamasına sebep olmak

pog

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gür ve uzun (bıyık)

poğaça

İlgili Kelimeler:

kakırdak poğaçası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçine peynir, kıyma vb. konarak hazırlanan bir tür tuzlu çörek

Örnek:

1. İstersen öğleyin sana taze poğaça alır gelirim.

1. İstersen öğleyin sana taze poğaça alır gelirim.

Lisan : İtalyanca focaccia

poğaçacı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Poğaça yapan veya satan kimse

poğaçacılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Poğaçacının işi veya mesleği

pogrom

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Soykırım

Örnek:

1. Yahudileri hedef alan pogromlar.

1. Yahudileri hedef alan pogromlar.

Lisan : Rusça

pohpoh

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pohpohlama işi

Örnek:

1. Bazı insanlar pohpohtan hoşlanır.

1. Bazı insanlar pohpohtan hoşlanır.

pohpohçu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pohpohlamaktan hoşlanan kimse

Örnek:

1. Büyüklere ve topluma en büyük fenalık çıkarcı oğlu çıkarcı pohpohçulardan gelir.

1. Büyüklere ve topluma en büyük fenalık çıkarcı oğlu çıkarcı pohpohçulardan gelir.

pohpohçuluk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pohpohçu olma durumu

Örnek:

1. Pohpohlanmaya aldanmak gülünçtür. Doğru! Ancak pohpohçulukla peyniri kapmak da iğrenç değil midir?

1. Pohpohlanmaya aldanmak gülünçtür. Doğru! Ancak pohpohçulukla peyniri kapmak da iğrenç değil midir?

pohpohlama

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pohpohlamak işi

Örnek:

1. Onu, sefil pohpohlama edebiyatı ile kazanacak herhangi bir sahtekârlık gayretinden münezzeh bulunuyoruz.

1. Onu, sefil pohpohlama edebiyatı ile kazanacak herhangi bir sahtekârlık gayretinden münezzeh bulunuyoruz.

pohpohlamak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Birini, yüzüne karşı gereğinden çok övmek, koltuklamak, pehpehlemek

Örnek:

1. Sanırım, yazılarımdan ötürü beni pohpohlayanlardan çok beni dövmeye kalkanlar haklıydı.

1. Sanırım, yazılarımdan ötürü beni pohpohlayanlardan çok beni dövmeye kalkanlar haklıydı.

pohpohlanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pohpohlanmak işi

pohpohlanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Pohpohlama işi yapılmak veya pohpohlama işine konu olmak

Örnek:

1. Karga, pohpohlanan sesinin yanıklığını göstermek için şarkıya başlıyor.

1. Karga, pohpohlanan sesinin yanıklığını göstermek için şarkıya başlıyor.