92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Rus mimarisinde odaları ısıtmak için yapılan fırın tarzı ocak
Lisan : Rusça
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kadınların sokakta yüzlerine örttükleri ince siyah örtü, nikap
1. En büyük günahımız yüzümüzde bir peçe, sırtımızda bir çarşaf olması.
1. En büyük günahımız yüzümüzde bir peçe, sırtımızda bir çarşaf olması.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Maske, sır, giz
1. Bu düzme cadının peçesini kaldırmalıyız.
1. Bu düzme cadının peçesini kaldırmalıyız.
Lisan : İtalyanca pezza
1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyi örtmek
1. Nasıl bir dirhem et bin ayıbı örterse bir kese akçe ondan da fazlasını peçeler.
1. Nasıl bir dirhem et bin ayıbı örterse bir kese akçe ondan da fazlasını peçeler.
2. Gizlemek
3. Uzaktan seçilmesin diye bir şeyin üzerine ağaç dalı, çalı vb. şeyler örtmek, alalamak, kamufle etmek
1. isim , isim , isim , isim , VIII-XI. yüzyıllar arasında Türkistan'da, Güneydoğu Avrupa ve Balkanlarda yaşamış olan bir Türk kavmi
Özel: Evet
Telaffuz : peçeneği
1. isim , isim , isim , isim , Peçenek Türkçesi
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu Türkçeyle yazılmış olan
Özel: Evet
1. isim , isim , isim , isim , Yemekte giysiyi korumak, ağız silmek için kullanılan ince, yumuşak kâğıt veya kumaş parçası
1. Çocuk, onu tepeden tırnağa şöyle bir süzüp üstü peçeteyle örtülü bir tabak uzattı.
1. Çocuk, onu tepeden tırnağa şöyle bir süzüp üstü peçeteyle örtülü bir tabak uzattı.
Lisan : İtalyanca pezzetta
Telaffuz : peçe'te
1. isim , isim , isim , isim , Zar yerine altı tane küçük deniz hayvanı kabuğu atılarak bunların açık taraflarının üste veya alta gelmelerine göre taş ilerleterek oynanan bir oyun
1. Muşamba fenerlerle kadın misafirler geldi, epeyce bir zaman peçiç ve yüzük oynandı.
1. Muşamba fenerlerle kadın misafirler geldi, epeyce bir zaman peçiç ve yüzük oynandı.
Lisan : Hintçe
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eğitim bilimsel
2. Eğitimsel
Lisan : Fransızca pédagogique
gaz pedalı
1. isim , isim , isim , isim , Bir makinede, bir araçta ayak yardımıyla dönmeyi veya hareketi sağlayan düzen, ayaklık
Lisan : Fransızca pédale
1. isim , isim , isim , isim , Köknar ve ladin ağaçlarından elde edilen, çatı örtüsü olarak kullanılan ince tahta, balar
Lisan : Rumca
Telaffuz : peda'vra
büyükpeder, kayınpeder
1. isim , isim , isim , isim , Baba
1. Ben, rahmetli pederden miras kalan bakkal dükkânını işletirim.
1. Ben, rahmetli pederden miras kalan bakkal dükkânını işletirim.
2. Papaz
Lisan : Farsça peder
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Babaya yakışır bir biçimde
1. Cemal'in bozulur gibi olduğunu görünce, elini omuzuna koyup sıkıverdi pederane.
1. Cemal'in bozulur gibi olduğunu görünce, elini omuzuna koyup sıkıverdi pederane.
Lisan : Farsça pederāne
Telaffuz : pedera:ne