92406 kayıt bulundu.
1. pazarlık yapmaya başlamak
1. Pazarlığa girişmez, müşterileri ne verirse alırdı.
1. Pazarlığa girişmez, müşterileri ne verirse alırdı.
1. pazarlıkta uyuşma sağlayacak duruma gelmek
1. Ne olacak efendim! Pazarlığı pişirdiler.
1. Ne olacak efendim! Pazarlığı pişirdiler.
götürü pazarlık, pastavla pazarlık, peşin pazarlık, Yahudi pazarlığı
1. isim , isim , isim , isim , Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme
2. Özellikle pazar günleri giyilen şık, gösterişli giysi
1. Yakından ise biraz acayip pazarlığını giymiş, fazla süslenmiş gibiydi.
1. Yakından ise biraz acayip pazarlığını giymiş, fazla süslenmiş gibiydi.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bazı kolaylıklar elde etmek veya daha iyi bir çözüme varmak amacıyla yapılan görüşme
1. bir şeyin fiyatı üzerinde karşılıklı çekişmek
1. Çarşıdan erzakını bile kendi pazarlık eder, kendi alır, kendi evine getirir.
1. Çarşıdan erzakını bile kendi pazarlık eder, kendi alır, kendi evine getirir.
2. görüşmek için belli şartlar ileri sürmek
pazarlıklı alışveriş, içten pazarlıklı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Pazarlığı olan
1. isim , isim , isim , isim , Pazarlaşmak suretiyle yapılan alım satım
1. isim , isim , isim , isim , Pazar ile salı arasındaki gün
1. Pazartesi gecesi celepleri güçlükle savdı.
1. Pazartesi gecesi celepleri güçlükle savdı.
1. isim , isim , isim , isim , Bilecik iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : paza'ryeri
1. isim , isim , isim , isim , Erzurum iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : paza'ryolu
1. isim , isim , isim , isim , Dokuması kalın, sık ve yumuşak, bir tür pamuklu bez
Lisan : Fransızca basin
Telaffuz : pa:zen
yaban pazısı
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ispanakgillerden, yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, yaban pancarı, yabani ıspanak (Beta vulgaris varcicla)
pazı kemiği
1. isim , isim , isim , isim , Kolun omuz ile dirsek arasındaki bölümünde bulunan, şişkince kas kitlesi
1. Pazılarına pek güvendiği için bu kürek oynatılmayan havada adayı dolaşmaya kalkar.
1. Pazılarına pek güvendiği için bu kürek oynatılmayan havada adayı dolaşmaya kalkar.
Lisan : Farsça bāzū
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Kol kemiği
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Pazısı olan
1. Gözleri geniş omuzlu, demir pazılı Hüseyin'deydi.
1. Gözleri geniş omuzlu, demir pazılı Hüseyin'deydi.
1. isim , isim , isim , isim , Belli bir amaçla kola geçirilen enli kuşak, kolçak
2. Kol muskası
Lisan : Farsça bāzū + bend
1. isim , isim , isim , isim , Kunduracıların çalışırken kundurayı dizleri üzerinde tutmak için kullandıkları kayış
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Rumeli'de gece bekçisi
Lisan : Farsça pāsbān