92406 kayıt bulundu.
patent damgası, patent hakkı
1. isim , isim , isim , isim , Buluş belgesi
2. Uyruğunu belirten belge
3. Gemilere ayrıldıkları limanın sağlık durumu için verilen belge
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir durum veya bir işi yalnızca kendi yetkisi altında görme
1. Çünkü Türkiye'de patenti yabancı şöhretlerin elinde bulunan heykeltıraşlık Türk sanatkârına para getirmez.
1. Çünkü Türkiye'de patenti yabancı şöhretlerin elinde bulunan heykeltıraşlık Türk sanatkârına para getirmez.
Lisan : Fransızca patente
1. isim , isim , isim , isim , Altın, gümüş vb. maddelerin altına vurulan ve oranını belirten damga
1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , İsim hakkı
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Babacı
Lisan : Fransızca paternaliste
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Babacılık
Lisan : Fransızca paternalisme
1. isim , isim , isim , isim , Kedi, köpek vb. hayvanların ön ayağı
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Küçük çocuk ayağı
1. isim , isim , isim , isim , Altı yumuşak veya ince deriden, genellikle üstten bağlı küçük çocuk ayakkabısı
2. Genellikle iple örülerek yapılan ayakkabı biçimindeki çorap
Lisan : Rumca
1. isim , isim , isim , isim , Engebeli yerlerden gelip geçenlerin ayak izlerinden oluşan, tekerlekli araç işlemeyen dar yol, çığır, keçi yolu, yolak
1. Selim çıkını aldı, güneşte ağaran patika yolunu tuttu.
1. Selim çıkını aldı, güneşte ağaran patika yolunu tuttu.
Lisan : Bulgarca
Telaffuz : pati'ka
patinaj zinciri
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Buz pateni
2. Yolun kaygan olması dolayısıyla tekerleklerin dönmesine rağmen taşıtın ilerleyememesi
Lisan : Fransızca patinage
1. tekerlek, tutunma eksikliği sebebiyle ilerlemeksizin aynı noktada dönmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , herhangi bir işte ilerleme kaydedememek, aynı noktada sayıp durmak
1. isim , isim , isim , isim , Patinajı önlemek için tekerleğe takılan zincir
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Gürültülü, güçlü bir biçimde, acele ile
1. Patır kütür inip çıkıyorlardı.
1. Patır kütür inip çıkıyorlardı.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Güçlü, gürültülü ses çıkararak
1. Evin sıvaları patır patır yere düştü.
1. Evin sıvaları patır patır yere düştü.
gürültü patırtı
1. isim , isim , isim , isim , Pat pat çıkan sesin adı
1. Dışarıdan akseden birtakım motosiklet patırtılarıyla ikimiz birden yerimizden fırlayıp merdiven başına koştuk.
1. Dışarıdan akseden birtakım motosiklet patırtılarıyla ikimiz birden yerimizden fırlayıp merdiven başına koştuk.
2. Herhangi bir biçimde veya ayakları yere kuvvetle basarak yürüme sonucu çıkan gürültü
1. Dinledim sokaktaki ayak patırtısını / Duydum iki kişinin para lakırtısını
1. Dinledim sokaktaki ayak patırtısını / Duydum iki kişinin para lakırtısını
3. Gürültülü çatışma, arbede
1. Bütün bu patırtının içinde, arkadaşıma bir sokak başında rastladım.
1. Bütün bu patırtının içinde, arkadaşıma bir sokak başında rastladım.