Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
özür dilemek
Anlamı:

1. özrünü ileri sürerek bir işi yapmayı istememek, bir işten bağışlanmasını istemek

Örnek:

1. Onları, ayakta bekleyenleri görünce özür diledi.

1. Onları, ayakta bekleyenleri görünce özür diledi.

2. yaptığı bir yanlıştan ötürü bağışlanmasını istemek

Örnek:

1. Karyolasına ilişti, odası için özür dileyip dilememeyi düşündü.

1. Karyolasına ilişti, odası için özür dileyip dilememeyi düşündü.


özürlü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Özrü olan

Örnek:

1. Aydın denen kişilerimizin bile önemli bir bölümü, okuma özürlü.

1. Aydın denen kişilerimizin bile önemli bir bölümü, okuma özürlü.

2. Engelli

3. Kusuru olan, defolu

Örnek:

1. Özürlü kumaş.

1. Özürlü kumaş.


özürlülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özürlü olma durumu


özürsüz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Özrü olmayan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Özrü olmaksızın

Örnek:

1. Özürsüz geç kalanlar.

1. Özürsüz geç kalanlar.


özürsüzlük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özürsüz olma durumu


özüt
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Bir maddenin herhangi bir yolla elde edilmiş olan özü, ekstre


Özvatan
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kayseri iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ö'zvatan

özveren
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Özverili


Telaffuz : ö'zveren

özveri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir amaç uğruna veya gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey için kendi çıkarlarından vazgeçme, fedakârlık

Örnek:

1. Daha bilgili olmalı, daha çok özveride bulunmalı ve zekice davranmalıyız.

1. Daha bilgili olmalı, daha çok özveride bulunmalı ve zekice davranmalıyız.


Telaffuz : ö'zveri

özverili
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Özveri ile davranan, özverisi olan, özveren, fedakâr

Örnek:

1. Bugün yaşıyorsam ben de hayatımı o doktorun özverili çalışmasına borçluyum.

1. Bugün yaşıyorsam ben de hayatımı o doktorun özverili çalışmasına borçluyum.


özverililik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özverili olma durumu, fedakârlık


özverisiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Özveri ile davranmayan, özverisi olmayan


özverisizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özverisiz olma durumu


P
Anlamı:

1. kimya , kimya , kimya , kimya , Fosfor elementinin simgesi


p, P
Anlamı:

1. Türk alfabesinin yirminci sırasında yer alan ve Pe adı verilen bu harf, ses bilimi bakımından sert, patlayıcı çift dudak ünsüzünü gösterir


Pa
Anlamı:

1. kimya , kimya , kimya , kimya , Protaktinyum elementinin simgesi


pabuç

İlgili Kelimeler:

pabuç dilli, pabuçtan aşağı, kılıç pabucu, tekerlek pabucu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayakkabı

Örnek:

1. Altları delinmiş, kat kat pençeli pabuçlarını çıkardı, ağır ağır çıktı merdiveni.

1. Altları delinmiş, kat kat pençeli pabuçlarını çıkardı, ağır ağır çıktı merdiveni.

2. Masa, sandalye vb. mobilyaların ayaklarına takılan metal veya plastik eklenti

3. fizik , fizik , fizik , fizik , İletken telleri elektrik birimlerine bağlayan veya cıvatalı bağlantıyı sağlayan parça

4. mimarlık , mimarlık , mimarlık , mimarlık , Bina kolonlarının temeldeki basma yüzeyinin geniş ve daha güçlü olarak yoğunlaştırılmış bölümü


Lisan : Farsça pāpūş

pabuç bırakmamak
Anlamı:

1. yapacağından vazgeçmemek, hiçbir şeye aldırmamak, korkmamak

Örnek:

1. Bu tehditlere hiç pabuç bırakmadı.

1. Bu tehditlere hiç pabuç bırakmadı.


pabuç dilli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çok konuşan

Örnek:

1. Okula birlikte gidip geldiğimiz çilli, pabuç dilli, havai bir kız vardı.

1. Okula birlikte gidip geldiğimiz çilli, pabuç dilli, havai bir kız vardı.

2. İleri geri, patavatsızca konuşan


pabuç dillilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pabuç dilli olma durumu


pabuç eskitmek (veya paralamak)
Anlamı:

1. bir iş için bir yere çok gidip gelmek, işi takip etmek


pabuç kadar dili olmak
Anlamı:

1. kabaca ve terbiyesizce karşılık vermek


pabuç pahalı
Anlamı:

1. birinin uğraşmaya kalktığı kimsenin, kendinden güçlü çıkması durumunda söylenen bir söz

Örnek:

1. Baktı pabuç pahalı, işi şakaya vurdu.

1. Baktı pabuç pahalı, işi şakaya vurdu.

2. herhangi bir durum veya girişilen işin sonunda zararlı çıkma ihtimali bulunduğunu belirten bir söz


pabuççu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayakkabıcı

2. Camilerde ayakkabıları bekleyen kimse

Örnek:

1. Her cami kapısında pabuççular ayakkabı toplar, numara verirdi.

1. Her cami kapısında pabuççular ayakkabı toplar, numara verirdi.


pabuççuluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayakkabıcılık