Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
örülü olmak
Anlamı:

1. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , her şeyiyle mükemmel, eksiksiz ve estetik bütünlüğe sahip bulunmak

Örnek:

1. Üçüncü itiraz, aruza, bütün yüksek şiirimizin örülü olduğunu görüp de sadık kalmak isteyenlerden geliyor.

1. Üçüncü itiraz, aruza, bütün yüksek şiirimizin örülü olduğunu görüp de sadık kalmak isteyenlerden geliyor.


örülüş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Örülme işi

Örnek:

1. Bu ağır ve etkili örülüşün ilmikleri arasında sıkışıp inceliyor, ufak ufak koparak toz olup dağılıyordu.

1. Bu ağır ve etkili örülüşün ilmikleri arasında sıkışıp inceliyor, ufak ufak koparak toz olup dağılıyordu.


örüm
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Sürünün gece veya sabaha karşı otlaması


örümce
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Örümcek


örümceğimsiler
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Karada yaşayan akrepler, örümcekler, keneler ve uyuz böceklerini içine alan, dört çift ayaklı eklem bacaklılar sınıfı


örümcek

İlgili Kelimeler:

örümcek kafalı, örümcek kuşu, ay örümceği, denizörümceği, kaya örümceği, su örümceği, şeytan örümceği, yer örümceği

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Örümcekler takımından, ince bir ağ örerek küçük böcekleri avlayan eklemli bir hayvan (Aranea), örümce

Örnek:

1. Köşede bir örümcek, ince ipliklerini tavandan duvara atarak ağını örüyor.

1. Köşede bir örümcek, ince ipliklerini tavandan duvara atarak ağını örüyor.

2. Bu hayvanın ördüğü ağ

3. Yürüteç


örümcek bağlamak
Anlamı:

1. üzerinde örümcek ağı olmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir şey uzun süre kullanılmadan kendi hâline bırakılmış olmak


Ön Takı : (bir yer)

örümcek kafalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Eskiye saplanıp yeniliklere düşman olan, eskiye bağlanıp kalmış olan, geri düşünceli (kimse)


örümcek kafalılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Örümcek kafalı olma durumu


örümcek kuşu
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Örümcek kuşugillerden, orta boyda, tüyleri koyu kül rengi, siyah, beyaz, bazısında pembe veya koyu kırmızı benekler bulunan ötücü kuş (Lanius)


örümcek kuşugiller
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Örümcek kuşu vb.ni içine alan ötücü kuşlar familyası


örümcek sarmak
Anlamı:

1. bir yer örümcek ağları ile dolmak


örümceklenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Örümceklenmek işi


örümceklenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir yer örümcek ağlarıyla dolmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bakımsız ve terk edilmiş bulunmak

3. tıp , tıp , tıp , tıp , Ateşli hastalıklarda göz, ağız vb. yerler kurumuş salgılarla perdelenir gibi olmak


örümcekler
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Örümceklerle akrepleri içine alan bir eklem bacaklılar takımı


örümcekli

İlgili Kelimeler:

kafası örümcekli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Örümcek ağlarıyla kaplanmış, örümcek bağlamış

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Eskimiş, modası geçmiş, köhne, çağ dışı

Örnek:

1. Bu genç öğretmen, annemin asri dediği birçok şeylerine köhne, örümcekli dedi.

1. Bu genç öğretmen, annemin asri dediği birçok şeylerine köhne, örümcekli dedi.


örümceksi

İlgili Kelimeler:

örümceksi ben, örümceksi zar

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Örümcek ağı gibi ince ve seyrek dokulu olan


örümceksi ben
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Sirozun yol açtığı, yüzde ve gövdede görülen kırmızımsı, örümcek biçiminde damar genişlemesi


örümceksi zar
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Beyni ve omuriliği örten sert zar ile ince zar arasında bulunan ağ gibi ince, seyrek dokulu zar


orun
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özel yer

2. Makam, mansıp, mesnet, mevki


orunlama
Anlamı:

1. isim , isim , tiyatro , tiyatro , isim , isim , tiyatro , tiyatro , Bir konunun yerine onunla benzerlikleri olan bir başka konuyu anlatma


örüntü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Olay veya nesnelerin düzenli bir biçimde birbirini takip ederek gelişmesi


örüş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Örme işi


orya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karo


Lisan : Rumca

Telaffuz : o'rya

oryantal
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğu medeniyeti ile ilgili, Doğu medeniyetini hatırlatan

2. isim , isim , isim , isim , Genellikle Doğu ülkelerinde, kadınların tek başlarına ve yarı çıplak olarak müzik eşliğinde yaptıkları, vücut ve göbek hareketlerine dayalı dans

3. Bu dansı yapan kadın


Lisan : Fransızca orientale