Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
onaylatış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Onaylatma işi


onaylatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Onaylatmak işi, tasdikletme


onaylatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Onaylama işini birine yaptırmak, tasdikletmek, tasdik ettirmek

Örnek:

1. Hele kendimizi güçlü sanıyorsak niyetimiz, parlak fikirlerimizi karşımızdakilere onaylatmaktır.

1. Hele kendimizi güçlü sanıyorsak niyetimiz, parlak fikirlerimizi karşımızdakilere onaylatmaktır.


onaylattırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Onaylattırılmak işi, tasdiklettirilme


onaylattırılmak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Onaylattırma işi yapılmak, tasdiklettirilmek


onaylattırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Onaylattırmak işi, tasdiklettirme


onaylattırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Onaylatma işini yaptırmak, tasdiklettirmek


onaylayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Onaylayabilmek işi, tasdikleyebilme


onaylayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Onaylama ihtimali veya imkânı bulunmak, tasdikleyebilmek


onaylayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Onaylama işi


onaylı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Onaylanmış olan, tasdik edilmiş, musaddak


onaysız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Onaylanmamış, tasdik edilmemiş


onbaşı
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , On ere kumanda eden asker, erin üstündeki ilk rütbe

Örnek:

1. Askeri, çavuşlar, onbaşılar talim ettiriyorlardı.

1. Askeri, çavuşlar, onbaşılar talim ettiriyorlardı.


Telaffuz : o'nbaşı

onbaşılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Onbaşı olma durumu

2. Onbaşının rütbesi

3. Onbaşının görevi


onbeşli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , tarih , tarih , sıfat , sıfat , tarih , tarih , Rumi takvime göre, 1899 veya 1900 yılında doğanlar arasından Birinci Dünya Savaşı'na çağrılan (kimse)


Telaffuz : o'nbeşli

onbiraylık
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Çuha çiçeği


Telaffuz : o'nbiraylık

onca
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , O kadar, o denli

Örnek:

1. Koca Yusuf onca atın içinden üç at seçememişti.

1. Koca Yusuf onca atın içinden üç at seçememişti.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (o'nca) Ona göre, onun düşüncesine göre


oncası
Anlamı:

1. zamir , zamir , zamir , zamir , O kadarı


önce

İlgili Kelimeler:

bir an önce, bir ayak önce, bir gün önce, ilk önce, milattan önce, kambriyen öncesi, mantık öncesi, okul öncesi, tarih öncesi

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , İlk olarak, başlangıçta, sonra karşıtı

Örnek:

1. Önce hep birlikte basın suçunu tarif edelim.

1. Önce hep birlikte basın suçunu tarif edelim.


Telaffuz : ö'nce

önce can, sonra canan
Anlamı:

1. `insanlar bencildir, önce kendilerini, sonra yakınlarını düşünürler` anlamında kullanılan bir söz


önceci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyi başkalarından önce yapan kimse

2. Önde gelen kimse


öncecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyi başkalarından önce yapma işi, inisiyatif

2. Önde gelme işi


önceden

İlgili Kelimeler:

önceden satış

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Başlarken, başlangıçta, daha önce, evvelce

Örnek:

1. Bunlar çok önceden suç işlemişler, hapse girmemek için dağa çıkmışlardı.

1. Bunlar çok önceden suç işlemişler, hapse girmemek için dağa çıkmışlardı.


Telaffuz : ö'nceden

önceden satış
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Ürün daha tarladayken, yetiştiği zaman teslim edilmek üzere, önceden pey verilerek yapılan satış, alivre


önceki
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Önce olan, evvelki, mukaddem, sabık

Örnek:

1. Önceki başkan.

1. Önceki başkan.