Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
aşılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aşılmak durumu

Örnek:

1. Fakat asıl temennim onların daha yüksek düşünceler için aşılması gereken basamaklar olmasıdır.

1. Fakat asıl temennim onların daha yüksek düşünceler için aşılması gereken basamaklar olmasıdır.


asılmak fiil

İlgili Kelimeler:

asılmışadam

Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Asma işi yapılmak veya asma işine konu olmak

Örnek:

1. Yan yana asılmış aynı boyda tablolar gördük.

1. Yan yana asılmış aynı boyda tablolar gördük.

2. Bir yere tutunup sarkmak

3. Tutup çekmek

Örnek:

1. Çocuk annesinin eteğine asıldı.

1. Çocuk annesinin eteğine asıldı.

4. Hızla eline almak

Örnek:

1. Hemen küreklere asıldı.

1. Hemen küreklere asıldı.

5. Boynuna ip geçirip sallandırılarak öldürülmek, idam edilmek

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şey isterken karşısındakini tedirgin edecek derecede üstelemek, ısrar etmek, ileri gitmek

7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sonuna kadar mücadele etmek

Örnek:

1. Bir işe asılmak.

1. Bir işe asılmak.

8. argo , argo , argo , argo , Karşı cinsin ilgisini çekmek için rahatsız edici davranışlarda bulunmak

Örnek:

1. Bir kıza asılmak.

1. Bir kıza asılmak.


aşılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aşma işine konu olmak


asılmışadam
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Salepgillerden, çiçekleri asılmış bir insana benzeyen ve köklerinden salep çıkarılan bir bitki


Telaffuz : asılmı'şadam

asılsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğru olmayan, temelsiz, köksüz, dayanaksız, yalan (haber)

2. Uydurma


asılsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Asılsız olma durumu


asıltı
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Çözünemeyen madde parçacıklarının dibe çökmeden bir sıvı ortamda kalmış durumu, süspansiyon

2. Böyle bir sıvı karışımı, süspansiyon


asilzade
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Soylu

Örnek:

1. Hiç kibar sınıfından, asilzade bir gencin oyuncu olduğunu gördünüz mü?

1. Hiç kibar sınıfından, asilzade bir gencin oyuncu olduğunu gördünüz mü?


Lisan : Arapça aṣīl + Farsça zāde

Telaffuz : asilza:de

asilzadelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Soyluluk


asım

İlgili Kelimeler:

asım takım

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Asma işi


aşım

İlgili Kelimeler:

süre aşımı, zaman aşımı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aşma işi

2. Erkek hayvanın dişisiyle çiftleşmesi

Örnek:

1. Hayvan aşım istasyonu.

1. Hayvan aşım istasyonu.


asım takım
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Takı


asimetri
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Bakışımsızlık


Lisan : Fransızca asymétrie

Telaffuz : a'simetri

asimetrik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , matematik , matematik , sıfat , sıfat , matematik , matematik , Bakışımsız


Lisan : Fransızca asymétrique

Telaffuz : a'simetrik

asimilasyon
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Özümleme

2. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Benzeşme

3. toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , Farklı kökenden gelen azınlıkları veya etnik grupları, bunların kültür birikimlerini, kimliklerini baskın doku ve yapı içinde eriterek yok etme


Lisan : Fransızca assimilation

Telaffuz : l ince okunur

asimile
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , `Benzeşmek, kendine uydurmak` anlamındaki asimile etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz


Lisan : Fransızca assimilé

asimptot
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Sonuşmaz


Lisan : Fransızca asymptote

aşina
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bildik, tanıdık

Örnek:

1. Sanki herkes uzun yolculuktan yeni dönmüş ve aşinalara kavuşmuştu.

1. Sanki herkes uzun yolculuktan yeni dönmüş ve aşinalara kavuşmuştu.

2. Bilinen


Lisan : Farsça āşinā

Telaffuz : a:şina:

aşina olmak
Anlamı:

1. tanımak, bilmek

Örnek:

1. Onun lehçesine aşina olanlara göre gayet derin hikmet, pek ince manalar taşırdı.

1. Onun lehçesine aşina olanlara göre gayet derin hikmet, pek ince manalar taşırdı.


aşınabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aşınabilmek işi


aşınabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aşınma ihtimali bulunmak


aşinalık

İlgili Kelimeler:

göz aşinalığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birbirini bilme, tanıma, tanışıklık

Örnek:

1. İstanbul'un öyledir baharı / Bir aşk oluverdi aşinalık

1. İstanbul'un öyledir baharı / Bir aşk oluverdi aşinalık


aşinalık göstermek
Anlamı:

1. ilgilenmek, tanıdığını belli etmek


aşındırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aşındırabilmek işi


aşındırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Aşındırma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Aşındırmaya gücü yetmek