Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
nükleer atık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Atom çekirdeklerinin parçalanmasıyla enerji elde edildikten sonra uranyum, plütonyum vb. radyoaktif elementlerin başka bir işte kullanılma ihtimali olmayan ve özel koşullarda saklanma zorunluluğu olan kısmı


nükleer enerji
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Atom çekirdeğinin parçalanmasından doğan enerji


nükleer enerjik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , fizik , fizik , sıfat , sıfat , fizik , fizik , Nükleer enerji ile ilgili


nükleer reaktör
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Uranyum, plütonyum vb. atom çekirdeklerinin parçalanmasından yararlanılarak enerji elde edilen kaynak


nükleer santral
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Nükleer reaktör yardımıyla elde edilen enerjiyi dağıtan merkez


nükleer silah
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Nükleer enerji ile yıkım gücü sağlayan silah


nükleer tıp
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hastalıkların teşhisinde ve tedavisinde radyoaktif maddelerin kullanımını konu alan bilim dalı


nükleik asit
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Bütün canlı hücrelerde özellikle hücre çekirdeğinin proteininde bulunan kompleks asit gruplarından her biri


Lisan : Fransızca nucléique + acide

nükleon
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Atom çekirdeğini oluşturan proton ve nötronun ortak adı


Lisan : Fransızca nucléon

nükleoprotein
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Proteinlerin nükleik asitlerle kurduğu moleküler birlik


nüks
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir durumun veya olayın yeniden ortaya çıkması


Lisan : Arapça nuks

nüks etmek
Anlamı:

1. hastalık veya başka bir durum yeniden ortaya çıkmak, depreşmek, üstelemek

Örnek:

1. Hastalığı üç senede bir nüks eder.

1. Hastalığı üç senede bir nüks eder.


nükte
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, espri

Örnek:

1. Hoş konuşur, nükteleri kahvelere intikal etmiştir, kıyafeti ve tavrı zariftir.

1. Hoş konuşur, nükteleri kahvelere intikal etmiştir, kıyafeti ve tavrı zariftir.

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Yazıda, resimde, sözde ve davranışta ince, derin anlam_icerik, espri

Örnek:

1. Bu fıkradaki nükteyi anlayamadım.

1. Bu fıkradaki nükteyi anlayamadım.


Lisan : Arapça nukte

nükte yapmak
Anlamı:

1. nükteli söz söylemek


nükteci
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nükte söyleyen

Örnek:

1. Bu hazırcevap, nükteci ve biraz da tok sözlü Barba ile hemen ahbap olduk.

1. Bu hazırcevap, nükteci ve biraz da tok sözlü Barba ile hemen ahbap olduk.


nüktecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nükteci olma durumu


nüktedan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Nükteci

Örnek:

1. Bu acı adam, tatlı ve nüktedandı.

1. Bu acı adam, tatlı ve nüktedandı.


Lisan : Arapça nukte + Farsça -dān

nüktedanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nükteci olma durumu


nükteli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nükte ile süslenmiş, nüktesi olan, esprili

Örnek:

1. Hazırcevap ve nükteli sözler söylemek şöhretini kazanmış.

1. Hazırcevap ve nükteli sözler söylemek şöhretini kazanmış.


nüktesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nüktesi olmayan


nükûl
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , hukuk , hukuk , isim , isim , eskimiş , eskimiş , hukuk , hukuk , Vazgeçme


Lisan : Arapça nukūl

Telaffuz : nükû:lü

nükûl etmek
Anlamı:

1. caymak, vazgeçmek


nukut
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Paralar


Lisan : Arapça nuḳūd

Telaffuz : nuku:t

numara

İlgili Kelimeler:

bir numara, yüznumara, atom numarası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin bir dizi içindeki yerini gösteren sayı, rakam

Örnek:

1. Tüm duyularım uyanık olarak trenimin rengini ve numarasını bulmaya çalışırdım.

1. Tüm duyularım uyanık olarak trenimin rengini ve numarasını bulmaya çalışırdım.

2. Ölçü

Örnek:

1. Ayakkabısının numarasını gizliyor.

1. Ayakkabısının numarasını gizliyor.

3. Benzer şeyleri ayırt etmek için her birinin üzerine işaret olarak yazılan sayı

4. Öğrenciye verilen not

Örnek:

1. Ben ki coğrafya derslerinde daima tam numara almış bir zabitim.

1. Ben ki coğrafya derslerinde daima tam numara almış bir zabitim.

5. Okullarda öğrencileri birbirinden ayırt etmek için her birine verilen sayı

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Eğlendirici oyunlardan her biri

Örnek:

1. Bu numaralar da olmasa yazlık bahçelerin tadı olmayacak.

1. Bu numaralar da olmasa yazlık bahçelerin tadı olmayacak.

7. argo , argo , argo , argo , Hile, düzen, dalavere, yalan

Örnek:

1. İlkin bütün bunların bir emperyalizm numarası olduğunu söyleyerek kesin bir karşı tavır koydu.

1. İlkin bütün bunların bir emperyalizm numarası olduğunu söyleyerek kesin bir karşı tavır koydu.


Lisan : İtalyanca numero

Telaffuz : numa'ra

numara çevirmek
Anlamı:

1. hile yapmak, dalavereyle iş bitirmek