92406 kayıt bulundu.
1. moda olmaktan çıkmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , önemini yitirmek, geçersiz duruma gelmek, artık aranmamak
1. Bu işin modası geçti, onu vaktiyle yapmak gerekti.
1. Bu işin modası geçti, onu vaktiyle yapmak gerekti.
model salonu, canlı model
1. isim , isim , isim , isim , Resim, heykel vb. yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan nesne veya kimse, örnek
2. Bir özelliği olan nesne veya kişi
1. Sadakat modeli.
1. Sadakat modeli.
3. Biçim
1. Bu elbisenin modelini beğenmedim.
1. Bu elbisenin modelini beğenmedim.
4. Giysi örneklerini içinde toplayan dergi
1. Bu biçimi modelden aldık.
1. Bu biçimi modelden aldık.
5. Otomobil vb.nde tip
1. Eski mi eski, otuz dokuz model bir taksisi vardı.
1. Eski mi eski, otuz dokuz model bir taksisi vardı.
6. Benzer
1. Bu çocuk babasının küçük bir modeli.
1. Bu çocuk babasının küçük bir modeli.
7. Örnek olmaya değer kimse veya şey, örnek, paradigma
8. Manken
1. Paris'in en son, en pahalı modelleri gibi giyinmişler.
1. Paris'in en son, en pahalı modelleri gibi giyinmişler.
9. Tasarlanan ürünün tanıtım veya deneme amacıyla üretilen ilk örneği, prototip
Lisan : Fransızca modèle
1. kumaş kesiminden önce kâğıt vb. malzeme üzerine parçanın örneğini hazırlamak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir şeyi vurarak izini çıkarmak
1. Bir tuğla işçisi kerpiç kalıbını kapmış, karısının sırtında model çıkarmış, kadın ciyak ciyak.
1. Bir tuğla işçisi kerpiç kalıbını kapmış, karısının sırtında model çıkarmış, kadın ciyak ciyak.
1. isim , isim , isim , isim , Modacının tasarım gücünü kalıplayan teknisyen
Lisan : Fransızca modéliste
1. isim , isim , bilişim , bilişim , isim , isim , bilişim , bilişim , Çevirge
Lisan : Fransızca mo[dulateur] + dem[odulateur]
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Tek başına kullanıldığında orta hızda bir tempoyu belirten bir söz
2. Başka bir terimle birlikte kullanıldığında gösterilen temponun biraz yavaşlatılması gerektiğini anlatan bir söz
Lisan : İtalyanca moderato
Telaffuz : modera'to
modern mantık
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çağdaş
1. Bilmeyenin elinde en modern aletler bir maden külçesi hâline gelir.
1. Bilmeyenin elinde en modern aletler bir maden külçesi hâline gelir.
2. Çağcıl
Lisan : Fransızca moderne
1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , Kavramları kelimelerle değil göstergelerle göstererek işlem yapan, matematiğe dayalı mantık, lojistik
1. isim , isim , isim , isim , Antika, taklit, stil mobilyaların dışında kalan ve genellikle düz hatlardan meydana gelen mobilya
1. isim , isim , isim , isim , Modernizm yanlısı kimse
Lisan : Fransızca moderniste
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yenileştirilmiş, modern, çağcıl duruma getirilmiş
Lisan : Fransızca modernisé
1. isim , isim , isim , isim , Çağdaşlık
2. Çağdaşlaşma akımı
1. Şiirde modernizm, çevirinin güçlüğü gibi konular uzun tartışmalara yol açtı.
1. Şiirde modernizm, çevirinin güçlüğü gibi konular uzun tartışmalara yol açtı.
Lisan : Fransızca modernisme
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Modernleşme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Moderleşme becerisi bulunmak