92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Genellikle davranışlarından kuşku duyulan, kötü olarak bilinen, mimlenmiş
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Baklagillerden, çiçekleri sarı, bazı türleri beyaz veya menekşe renginde, yaprakları akasya yaprağına benzeyen bir süs bitkisi, gümüşi akasya (Mimosa)
1. Fakat Emma, uzakta ilk mimozaların arasında tropikal bir lacivertlikle uzanan denize dalmıştı.
1. Fakat Emma, uzakta ilk mimozaların arasında tropikal bir lacivertlikle uzanan denize dalmıştı.
Lisan : Fransızca mimosa
Telaffuz : mimo'za
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Gölge balığı (Umbrina cirrosa)
Lisan : Rumca
minare boyu, minaregölgesi, minare kırması, şeytanminaresi
1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Camilerde müezzinin ezan okuduğu, sela verdiği, şerefesi olan, çoğunlukla taştan, yüksek ve ince yapı
1. Sokak kapısını çalarken minarede akşam ezanı okunuyordu.
1. Sokak kapısını çalarken minarede akşam ezanı okunuyordu.
Lisan : Arapça menāre
Telaffuz : mina:re
1. isim , isim , isim , isim , Aşağı yukarı 10-20 metre arasında olan yükseklik
1. Bir anda uykunun dibine doğru birkaç minare boyundaki yüksekliklerden atılmış gibiydi.
1. Bir anda uykunun dibine doğru birkaç minare boyundaki yüksekliklerden atılmış gibiydi.
1. `doğru görünen nice kişiler vardır ki içyüzlerini bilenlerden nasıl düzenbaz oldukları öğrenilir` anlamında kullanılan bir söz
1. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , Çok uzun boylu (kimse)
1. isim , isim , isim , isim , Küçük minare
1. Bu minarecik, köyün bütün evlerinden, bütün bacalarından yüksekti.
1. Bu minarecik, köyün bütün evlerinden, bütün bacalarından yüksekti.
1. isim , isim , isim , isim , Minarecinin yaptığı iş
1. Minarecilikte biz gerçekten ilahi bir hüner göstermişizdir.
1. Minarecilikte biz gerçekten ilahi bir hüner göstermişizdir.
1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Gerçekleşmesi imkânsız durum
Telaffuz : mina:re'gölgesi
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Minaresi olan
1. Beyaz minareli küçük ve sakin mahalle camileri...
1. Beyaz minareli küçük ve sakin mahalle camileri...
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Minaresi olmayan
1. Minaresiz ve ezansız semtlerde doğan, Frenk terbiyesiyle yetişen Türk çocukları dönecekleri yeri hatırlamayacaklar!
1. Minaresiz ve ezansız semtlerde doğan, Frenk terbiyesiyle yetişen Türk çocukları dönecekleri yeri hatırlamayacaklar!
1. `kolay kolay gizlenemeyecek kadar büyük bir yolsuzluğu yapan kimse, sorumluluktan kurtulma yollarını önceden düşünür` anlamında kullanılan bir söz
1. `önemli iş yapmamış olanlar, yapılmış önemli işleri kendiliğinden oluvermiş sanırlar` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Camilerde hutbe okunan merdivenli, yüksekçe yer
Lisan : Arapça minber
1. isim , isim , isim , isim , `Ezilerek içi dışına çıkmak` anlamındaki mıncığı çıkmak deyiminde geçen bir söz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yapışkan ve kaygan bir duruma gelmiş
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Yağ, çamur vb. yapışkan şeyleri birbirine karıştırarak
1. Bir tencere yağı önüne koyup mıncık mıncık yoğuruyordu.
1. Bir tencere yağı önüne koyup mıncık mıncık yoğuruyordu.
1. -i , -i , -i , -i , Örseleyecek veya biçimini bozacak gibi ellemek, sıkıştırmak
1. Ellerinin parmakları bir lastik top mıncıklar gibi açılıp kapanıyor.
1. Ellerinin parmakları bir lastik top mıncıklar gibi açılıp kapanıyor.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Mıncıklama işi yapılmak veya mıncıklama işine konu olmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Küçük, afacan, zeki (çocuk)
1. Bu nitelikleriyle bu sevimli mıncırıklar, bazen nice büyüklerden bile zeki olabiliyorlar.
1. Bu nitelikleriyle bu sevimli mıncırıklar, bazen nice büyüklerden bile zeki olabiliyorlar.