Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
miftah
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Anahtar


Lisan : Arapça miftāḥ

Telaffuz : mifta:hı

miğfer
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savaşçıların veya itfaiyecilerin başlarına giydikleri demir başlık, tolga

Örnek:

1. Yollar, dereler taş dipleri, koparılmış apoletler, atılmış miğferler, terk edilmiş silahlarla dolu.

1. Yollar, dereler taş dipleri, koparılmış apoletler, atılmış miğferler, terk edilmiş silahlarla dolu.


Lisan : Arapça miġfer

mıgır
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Küçük, işe yaramaz (oyun kâğıdı veya eşya)


mıgırlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mıgır olma durumu


migmatit
Anlamı:

1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Tortul katmanlar arasına magma girmesiyle oluşan değişim kayacı


Lisan : Fransızca migmatite

migren
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Yarım baş ağrısı


Lisan : Fransızca migraine

mıgri
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sularımızda yaşayan bir tür yılan balığı (Conger conger)


Lisan : Rumca

mıh

İlgili Kelimeler:

mıhsıçtı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çivi

2. Büyük çivi


Lisan : Farsça mīḫ

Mihalgazi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : miha'lga:zi

Mihalıççık

İlgili Kelimeler:

Mihalıççık peyniri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : mihalı'ççığı

Mihalıççık peyniri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uzun ve büyük kalıplar hâlinde hazırlanan, çok tuzlu ve gözenekli sert bir peynir türü


mihaniki
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Düşünmeden, ölçülerek değil de yalnızca alışkanlığın verdiği kolaylıkla veya yalnız kasların hareketiyle yapılan (iş, hareket vb.)

Örnek:

1. Mihaniki bir sükûn ile keserini eline aldı.

1. Mihaniki bir sükûn ile keserini eline aldı.


Lisan : Arapça miḫānikī

Telaffuz : miha:niki

mihenge vurmak
Anlamı:

1. denemek


mihenk

İlgili Kelimeler:

mihenk taşı

Anlamı:

1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Mihenk taşı

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birinin değerini, ahlakını anlamaya yarayan ölçüt


Lisan : Arapça miḥekk

mihenk taşı
Anlamı:

1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Altın, gümüş vb. madenlerin ayarını anlamak için sürtüldükleri bir tür taş, mihenk, denek taşı


mıhlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mıhlamak işi

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Yumurta, un, soğan, ıspanak karışımıyla yağda yapılan bir yemek türü


mıhlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Mıhla tutturmak, çakmak(III), çivilemek

2. Altın, gümüş vb. taşları metal yuvalara işlemek

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birini silahla yaralamak veya öldürmek

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birini veya bir şeyi bir yerden ayrılamaz, kıpırdayamaz duruma getirmek

Örnek:

1. Korku ikimizi de sanki mıhlamıştı.

1. Korku ikimizi de sanki mıhlamıştı.


mıhlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mıhlanmak işi


mıhlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Mıhlama işine konu olmak veya mıhlama işi yapılmak, çivilenmek

Örnek:

1. Mukavva yahut kontrplak mıhlanmıştı cam yerine.

1. Mukavva yahut kontrplak mıhlanmıştı cam yerine.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Olduğu yerde kalıp bir yere kıpırdayamaz olmak

Örnek:

1. Peşinden koşmak istedi. Fakat vücudu sallandı ve bir adım atamadı, mıhlandı.

1. Peşinden koşmak istedi. Fakat vücudu sallandı ve bir adım atamadı, mıhlandı.


mıhlayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mıhlayabilmek işi


mıhlayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Mıhlama ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Şu anı ciğerine mıhlayabilse yeter.

1. Şu anı ciğerine mıhlayabilse yeter.

2. Mıhlama gücü bulunmak


mıhlayıcı
Anlamı:

1. Altın, gümüş vb. taşları metal yuvalara işleyen ve sıkıştıran usta


mıhlayıcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mıhlayıcının yaptığı iş


mıhlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mıhı olan

2. Mıhlanmış, mıhla tutturulmuş

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dimdik, sabit

Örnek:

1. O telaş durumunda kımıldanamayarak sürekli mıhlı duruşları gözlerimi yoruyor ve yüreğimi eziyor.

1. O telaş durumunda kımıldanamayarak sürekli mıhlı duruşları gözlerimi yoruyor ve yüreğimi eziyor.


mihman
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Konuk

Örnek:

1. Dilde gam var şimdilik lütfeyle gelme ey sürur / Olamaz bir hanede mihman mihman üstüne

1. Dilde gam var şimdilik lütfeyle gelme ey sürur / Olamaz bir hanede mihman mihman üstüne

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kalıcı

Örnek:

1. Tren en aşağı yarın sabaha kadar burada mihmandır.

1. Tren en aşağı yarın sabaha kadar burada mihmandır.


Lisan : Farsça mihmān

Telaffuz : mihma:nı