1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Mıhlama işine konu olmak veya mıhlama işi yapılmak, çivilenmek
1. Mukavva yahut kontrplak mıhlanmıştı cam yerine.
1. Mukavva yahut kontrplak mıhlanmıştı cam yerine.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Olduğu yerde kalıp bir yere kıpırdayamaz olmak
1. Peşinden koşmak istedi. Fakat vücudu sallandı ve bir adım atamadı, mıhlandı.
1. Peşinden koşmak istedi. Fakat vücudu sallandı ve bir adım atamadı, mıhlandı.