92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Acıması olan, merhamet eden
1. Bambaşka bir hâliniz vardır sizin. Merhametli bir insan olduğunuz bellidir.
1. Bambaşka bir hâliniz vardır sizin. Merhametli bir insan olduğunuz bellidir.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Acıması olmayan, katı yürekli, katı kalpli, taş yürekli, taş kalpli, kalpsiz
1. Babam kararını merhametsiz bir kalple icra etti.
1. Babam kararını merhametsiz bir kalple icra etti.
1. merhamet etmemek, merhametsizleşmek
1. Kadınlar ve çocuklar, hep bu sesin arkasından koşuyorlar belki eğleniyorlar belki merhametsiz oluyorlar.
1. Kadınlar ve çocuklar, hep bu sesin arkasından koşuyorlar belki eğleniyorlar belki merhametsiz oluyorlar.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Merhamet etmeksizin, merhametsiz bir biçimde, acımadan, merhametsizcesine, kalpsizce
1. Sarsaklığına tanık olduğumuz birini merhametsizce, akıllı geçinenleri hoyratça aşağılardık.
1. Sarsaklığına tanık olduğumuz birini merhametsizce, akıllı geçinenleri hoyratça aşağılardık.
Telaffuz : merhametsi'zce
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Merhametsizce
Telaffuz : merhametsi'zcesine
1. isim , isim , isim , isim , Acımama durumu, katı yüreklilik, katı kalplilik, taş yüreklilik, taş kalplilik, kalpsizlik
çoban merhemi, uyuz merhemi
1. isim , isim , isim , isim , Deriye sürülerek kullanılan, içinde birçok etkili madde bulunan, yumuşak ve koyu kıvamda, yağlı veya yağsız ilaç
1. O eller seni kurtarmak içindi, o eller yarana merhem sürmek içindi.
1. O eller seni kurtarmak içindi, o eller yarana merhem sürmek içindi.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çare
Lisan : Arapça merhem
1. isim , isim , isim , isim , Ölmüş Müslüman erkek, rahmetli, rahmetlik
1. Merhumun ruhu zatıalinizi yeryüzünde avukat mı bıraktı?
1. Merhumun ruhu zatıalinizi yeryüzünde avukat mı bıraktı?
Lisan : Arapça merḥūm
1. isim , isim , isim , isim , Ölmüş Müslüman kadın, rahmetli, rahmetlik
1. Merhumenin vasiyeti varmış, Karacaahmet'e defnolunacak.
1. Merhumenin vasiyeti varmış, Karacaahmet'e defnolunacak.
Lisan : Arapça merḥūme
Telaffuz : merhu:me
1. sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , Geçerli
1. Fethi Bey hükûmeti, meri olan bu maddeyi tatbik ettiği için kürsüden izahat vermek ıztırarında kalıyor.
1. Fethi Bey hükûmeti, meri olan bu maddeyi tatbik ettiği için kürsüden izahat vermek ıztırarında kalıyor.
Lisan : Arapça merʿī
Telaffuz : meri:
1. isim , isim , isim , isim , Edirne iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : me'rici
meridyen çemberi, meridyen düzlemi, başlama meridyeni
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Boylam
1. Ekvator dairesi, birer derece aralıkla 360 eşit parçaya bölündükten sonra her dereceden bir meridyen yayı geçirilir.
1. Ekvator dairesi, birer derece aralıkla 360 eşit parçaya bölündükten sonra her dereceden bir meridyen yayı geçirilir.
Lisan : Fransızca méridien
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Meridyen düzleminin gök küresiyle ara kesiti, öğlen çemberi
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , İki kutup arasındaki doğru ile o yerin çekül doğrultusunun belirttiği düzlem, öğlen, nısfınnehar
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Mars
Özel: Evet
Lisan : Arapça mirrīḫ
merinos koyunu
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Uzun, çok ince, beyaz ve bol tüylü yapağısından dokumacılıkta yararlanılan bir koyun cinsi, merinos koyunu (Ovis aries hispanica)
2. Bu koyundan elde edilen yün
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu yünden yapılan
Lisan : Fransızca mérinos
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Sürgen doku
Lisan : Fransızca méristème
1. isim , isim , isim , isim , Kişilerin yetenek ve bireysel üstünlüğüne dayanan yönetim biçimi
Lisan : Fransızca méritocratie
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yürürlük
Lisan : Arapça merʿiyyet