92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sıcak ve ılık denizlerde yaşayan kemikli balıklar familyası (Pomatomidae)
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kelime
2. Sözlük
1. Bu arada bizim diyalekt dediğimiz mahallî sözleri umumi lügate aktarmak da kabildir.
1. Bu arada bizim diyalekt dediğimiz mahallî sözleri umumi lügate aktarmak da kabildir.
Lisan : Arapça luġat
1. konuşma dilinde geçmeyen yabancı kelimeler kullanmak, ağdalı konuşmak
1. Deli eniştemiz dil dökerek ve lügat paralayarak âlim görünmek isterdi.
1. Deli eniştemiz dil dökerek ve lügat paralayarak âlim görünmek isterdi.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Küçük sözlük
2. Herhangi bir eserin sonunda yer alan ek sözlük
Lisan : Arapça luġat + Farsça -çe
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Yüz birim suya bir birim iyodo-iyodür katılarak oluşturulan güçlü bir çözelti
Lisan : Fransızca lugol
lük boyası
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Boyacılıkta kullanılan Hint zamkı
Lisan : Farsça luk
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kırmızı boya
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Dilde pelteklik, tutukluk durumu
Lisan : Arapça luknet
lüks lambası, lüksmetre
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Aydınlatma ölçü birimi
2. Hava basınçlı bir tür petrol lambası, lüks lambası
1. Lüksün kuvvetli ışığı altında saçları ve yüzü bembeyaz, gözleri kamaşmış.
1. Lüksün kuvvetli ışığı altında saçları ve yüzü bembeyaz, gözleri kamaşmış.
Lisan : Fransızca lux
lüks baskı, lüks hayat, lüks koltuk, lüks mevki, lüks tarife
1. isim , isim , isim , isim , Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat
1. Lüksleri, rahatları, eğlenceleri yerindedir.
1. Lüksleri, rahatları, eğlenceleri yerindedir.
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gösterişli, şatafatlı olan
1. Bu lüks lokantada öğle yemeği yiyor.
1. Bu lüks lokantada öğle yemeği yiyor.
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gereksinim dışı olan
1. Bildiğim kadarıyla o, lüks tüketime girecek harcamalara karşı idi.
1. Bildiğim kadarıyla o, lüks tüketime girecek harcamalara karşı idi.
4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aşırı, fazla olan
Lisan : Fransızca luxe
1. isim , isim , isim , isim , Kitapların iyi cins kâğıt ve özel ciltli kapaklara basılan biçimi
1. isim , isim , isim , isim , Fazla masraf gerektiren şaşaalı, gösterişli ve göz kamaştırıcı yaşama biçimi
1. isim , isim , sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , isim , isim , sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , Salonun arka ve yan taraflarında özel bölmelerde yer alan ve ücreti farklı olan koltuk
1. isim , isim , isim , isim , Birinci mevki
1. Kim demiş onu, diye arsız arsız sırıtmış ve lüks mevkiye doğru yürümüş.
1. Kim demiş onu, diye arsız arsız sırıtmış ve lüks mevkiye doğru yürümüş.
1. isim , isim , isim , isim , İyi hizmet verilen yerlerde uygulanan, normal fiyattan yüksek olan ücret
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Aydınlıkölçer
Lisan : Fransızca luxmètre
Telaffuz : lüksme'tre
lüle lüle, lüle taşı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bükülmüş, dürülmüş şey
1. Bir lüle kaymak.
1. Bir lüle kaymak.
2. Tütün çubuğu, pipo, nargile vb.nin ucuna takılan, tütün konulan yuva
1. Duman ocak gibi çıkmakta çünkü her lüleden.
1. Duman ocak gibi çıkmakta çünkü her lüleden.
3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Su akan musluksuz boru
1. Lüleden akan su bollaşmıştı.
1. Lüleden akan su bollaşmıştı.
Lisan : Farsça lūle
1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Doğal magnezyum silikat, Eskişehir taşı, aktaş, denizköpüğü, patal, magnezit