Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kür
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İyi bakım ve ilaç tedavisi

Örnek:

1. Daireden yıllık iznimi alınca kürümü günde on iki saate çıkardım.

1. Daireden yıllık iznimi alınca kürümü günde on iki saate çıkardım.

2. Özel tedavi yöntemi


Lisan : Fransızca cure

kür
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İnatçı, hırslı (adam)


Kur'an

İlgili Kelimeler:

Kur'an-ı Kerim

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İslam dininin temel ilkelerini, Hz. Muhammed'e gönderilen Tanrı buyruklarını içeren, Müslümanlığın temel kitabı, Kur'an-ı Kerim, Kelam-ı Kadim, Mushaf, Mushaf-ı Şerif

Örnek:

1. Birkaç fukara köylü sabaha kadar cenazenin başında bekleyerek Kur'an okudular.

1. Birkaç fukara köylü sabaha kadar cenazenin başında bekleyerek Kur'an okudular.


Özel: Evet

Lisan : Arapça ḳurʾān

Telaffuz : ku'ran

Kur'an-ı Kerim
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Kur'an


Özel: Evet

Lisan : Arapça ḳurʾān + kerīm

Telaffuz : ku'ra:nıkeri:mi

Kur'an çarpsın!
Anlamı:

1. karşısındakini dediği şeye inandırmak için edilen yemin


kur yapmak
Anlamı:

1. karşı cinsten birine ilgi göstererek onun hoşuna gitmek, gönlünü kazanmaya çalışmak

Örnek:

1. Hepsi de aynı yavan, tatsız sözlerle kur yapacaklardı.

1. Hepsi de aynı yavan, tatsız sözlerle kur yapacaklardı.

2. birinin duygularını okşayacak biçimde davranarak onu elde etmeye çalışmak

Örnek:

1. Muhtaç hemşehrilerin bir kısmı etrafımda dolaşmaya, bana kur yapmaya başladılar.

1. Muhtaç hemşehrilerin bir kısmı etrafımda dolaşmaya, bana kur yapmaya başladılar.


kür yapmak
Anlamı:

1. sağlığı korumak amacıyla herhangi bir yöntemi bir süre uygulamak


kura

İlgili Kelimeler:

kura efradı, kura neferi, kaçın kurası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki veya daha çok aday arasında bir sıralama, bir ayırma yapılacağı zaman her birinde bir tek ad yazılı kâğıtları bir araya getirip karıştırdıktan sonra birini çekerek veya özel bir bilgisayar yazılımıyla adları belirleme, ad çekme

Örnek:

1. Okulu bitirirken kurada Karaköse'yi çekince dağda taşta doya doya ata bineceği için seviniyordu.

1. Okulu bitirirken kurada Karaköse'yi çekince dağda taşta doya doya ata bineceği için seviniyordu.

2. Kime veya neye isabet edeceği önceden belli olmayan bir çekimle sonucu belirleme


Lisan : Arapça ḳurʿa

Telaffuz : kura:

kura çekmek
Anlamı:

1. ad çekmek


kura efradı
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kura neferleri


kura neferi
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kura çekerek yeni asker olan kimse


kurabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurabilmek işi


kurabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kurma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Kim bilir belki onunla, kuşkularımızı ve aptallıklarımızı yenecek bir birlikteliği yeniden kurabiliriz.

1. Kim bilir belki onunla, kuşkularımızı ve aptallıklarımızı yenecek bir birlikteliği yeniden kurabiliriz.

2. Kurma gücü bulunmak

3. Kurma becerisi bulunmak


kurabiye

İlgili Kelimeler:

acı badem kurabiyesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Un, yağ, badem, fıstık vb. ile yapılan, şekerli küçük çörek


Lisan : Arapça ġureybiyye

Telaffuz : kura:biye

kurabiye gibi
Anlamı:

1. çok gevrek, ağızda dağılıveren (yiyecek)


kurabiyeci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurabiye yapan veya satan kimse


kurabiyecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurabiyecinin yaptığı iş


kuracı
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Askere alınacak gençlerin belli olması için onlara kura çektiren subay


kurada
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , İşe yaramaz, yıpranmış, eskimiş, bozulmuş (eşya)

2. Gelişmemiş, cılız

Örnek:

1. Pencereyi açar açmaz bu karı çarpık bacakları, kurada kolları, porsuk gerdanla karşıma çıkar.

1. Pencereyi açar açmaz bu karı çarpık bacakları, kurada kolları, porsuk gerdanla karşıma çıkar.


Lisan : Arapça ḳurāa

kurak

İlgili Kelimeler:

yarı kurak

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yağışsız (hava, mevsim, yıl)

Örnek:

1. Kurak bir yıl geçiriyoruz.

1. Kurak bir yıl geçiriyoruz.

2. Nem tutmayan, çabuk kuruyuveren, çorak (toprak)

Örnek:

1. Bulunduğu toprağın ve yerin sulak, kurak, sıcak ve soğuk olmasına göre gelişir.

1. Bulunduğu toprağın ve yerin sulak, kurak, sıcak ve soğuk olmasına göre gelişir.


kurakçıl
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kurak yerde yetişen, kurak yerden hoşlanan (bitki)

Örnek:

1. Kurakçıl bitkiler.

1. Kurakçıl bitkiler.


kuraklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurak olma durumu, kurak hava, yağışsızlık

Örnek:

1. Kuraklık her yanı kasıp kavuruyor ve berbat ediyor bostanları.

1. Kuraklık her yanı kasıp kavuruyor ve berbat ediyor bostanları.


kural

İlgili Kelimeler:

kural dışı, kurala aykırı, üç birlik kuralı, görgü kuralları, yazım kuralları

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam

Örnek:

1. Dil bilgisi kuralları.

1. Dil bilgisi kuralları.

2. Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke

Örnek:

1. O, yirmi beş yaşına kadar umumi kurallara, yargılara sığmayan bir hayat yaşamıştır.

1. O, yirmi beş yaşına kadar umumi kurallara, yargılara sığmayan bir hayat yaşamıştır.


kural dışı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kurala uymayan, kurala aykırı, ayrık, müstesna, şaz


kural dışılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kural dışı olma durumu, ayrıklık, istisna, müstesnalık