Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
komuta

İlgili Kelimeler:

emir komuta zinciri

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Askerî birliği ve onunla ilgili işleri yönetme görevi, kumanda


Telaffuz : komu'ta

komuta etmek
Anlamı:

1. askerlikte yönetmek, kumanda etmek


komutan

İlgili Kelimeler:

başkomutan, ordu komutanı, kuvvet komutanları

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Bir asker topluluğunun başı, kumandan, bey

Örnek:

1. 1916 sonlarında Mustafa Kemal ikinci ordu komutan vekilliğine atanmıştır.

1. 1916 sonlarında Mustafa Kemal ikinci ordu komutan vekilliğine atanmıştır.


komutanlık

İlgili Kelimeler:

başkomutanlık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Komutanın görevi veya makamı, kumandanlık

Örnek:

1. Alay komutanlığına sonradan verdiği raporda patlamayı şöyle anlatacaktır.

1. Alay komutanlığına sonradan verdiği raporda patlamayı şöyle anlatacaktır.


komütatör
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Anahtar


Lisan : Fransızca commutateur

kona göçe
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yolculukta konaklayarak, geziye zaman zaman ara vererek

Örnek:

1. Eskiden kim bilir kaç gün kaç gecede, kona göçe gidecekleri bir yere, şimdi üç beş saat içinde heybeleri, sepetleriyle beraber kuş gibi uçacaklardır.

1. Eskiden kim bilir kaç gün kaç gecede, kona göçe gidecekleri bir yere, şimdi üç beş saat içinde heybeleri, sepetleriyle beraber kuş gibi uçacaklardır.


konabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konabilmek işi


konabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Konma ihtimali veya imkânı bulunmak


konak
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kundak çocuklarının başlarında görülen kepek tabakası

2. Gözde oluşan ince tabaka


konak

İlgili Kelimeler:

konak yavrusu, bülbülkonağı, hükûmet konağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Büyük ve gösterişli ev

Örnek:

1. Konaktan tekrar mektebe döndükten sonra uzun zaman boynu bükük dolaştım.

1. Konaktan tekrar mektebe döndükten sonra uzun zaman boynu bükük dolaştım.

2. Vali, kaymakam gibi yüksek dereceli devlet görevlilerinin resmî konutu

3. hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Konakçı

4. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Araba veya hayvanla bir günde alınan yol

Örnek:

1. Buradan orası beş konaktır.

1. Buradan orası beş konaktır.

5. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer


Konak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İzmir iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ko'nağı

konak gibi
Anlamı:

1. büyük ve gösterişli (ev)


konak yavrusu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Konağı andıran (ev)

Örnek:

1. Hacı Ferhat Efendi, Hoşkadem Mahallesi'nde konak yavrusu, güzel bir evin sahibidir.

1. Hacı Ferhat Efendi, Hoşkadem Mahallesi'nde konak yavrusu, güzel bir evin sahibidir.


konakçı

İlgili Kelimeler:

ara konakçı, başkonakçı

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Toplu olarak yapılan yolculukta konak yeri sağlamakla görevli kimse

2. tarih , tarih , tarih , tarih , Sefere çıkan askerlerin önünden gidip konak yeri sağlamakla görevli subay

3. hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Asalağın erginini veya gelişim evrelerinden herhangi birini taşıyan canlı, konak


konakçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konakçı olma durumu


konaklama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konaklamak işi


konaklamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yolculuk sırasında bir yerde durup geçici bir süre kalmak

Örnek:

1. Elimdeki karadut kütüğü nereye düşerse sen de orada konakla!

1. Elimdeki karadut kütüğü nereye düşerse sen de orada konakla!


konaklatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konaklatmak işi


konaklatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Konaklama işini yaptırmak


konaklayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konaklayabilmek işi


konaklayabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Konaklama ihtimali veya imkânı bulunmak


konaklayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konaklama işi


konaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konak olmaya uygun yer

2. Konak kadar alınan yol


konalga
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Göçebe ve yolcuların yolculuk veya göç sırasında konakladıkları sulu ve otlu yer, konak yeri


Lisan : Yunanca

konargöçer
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Göçebe bir hayat süren, bir yere sürekli yerleşmeyen (aşiret, oba vb.), göçerkonar


Telaffuz : kona'rgöçer