Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kirli çamaşır
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kirlenmiş giyecek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yasal olmayan, saklı, gizli iş

Örnek:

1. Ablasının kirli çamaşırlarını herkesten iyi bilir ama ablası da onun kumar borçlarını öder.

1. Ablasının kirli çamaşırlarını herkesten iyi bilir ama ablası da onun kumar borçlarını öder.


kirli çamaşırlarını ortaya dökmek
Anlamı:

1. birinin ayıp, kusur veya suçlarını açıklamak, söylemek


kirli çıkı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Züğürt görünmesine karşın birikmiş çok parası bulunan kimse


kirli kan
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Toplardamarların kalbe götürdüğü kan


kirli sarı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koyu ve donuk sarı renk

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


kirlihanım
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Dik büyüyen çiçekleri sarı, kırmızı, beyaz, pembe vb. renklerde olan, tek yıllık bir süs bitkisi (Zinnia)


kirlihanım peyniri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yumuşak ve yağlı bir peynir türü


kırlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kır olan yer, şehir dışında açıklık yer

Örnek:

1. Etrafı kırlık, mezarlık, uzun bir yoldan gidiyorduk.

1. Etrafı kırlık, mezarlık, uzun bir yoldan gidiyorduk.


kirlikartopu
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Kuyruklu yıldız


kirlilik

İlgili Kelimeler:

çevre kirliliği, gürültü kirliliği, ışık kirliliği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kirli olma durumu, pislik

Örnek:

1. Benim ve kardeşimin mektep veya sokak dönüşü kirliliklerimiz yüzünden içlenirdi, bizi yıkayıp temizleyinceye kadar rahat etmezdi.

1. Benim ve kardeşimin mektep veya sokak dönüşü kirliliklerimiz yüzünden içlenirdi, bizi yıkayıp temizleyinceye kadar rahat etmezdi.


kirliye atmak
Anlamı:

1. yıkanmak için bir kenara koymak, bir yerde biriktirmek


kirloş
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , alay yollu , alay yollu , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , alay yollu , alay yollu , Kirli ve pasaklı


kırma

İlgili Kelimeler:

divani kırması, minare kırması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırmak işi

2. Pili

3. Kırılmış veya dövülmüş tahıl

Örnek:

1. Buğday kırması.

1. Buğday kırması.

4. Basılı kâğıtları forma durumuna getirmek için belli yerlerinden bükme ve katlama işi

5. Ot bitmeyen bayır

Örnek:

1. Yeşerir bayırlar, çöller, kırmalar / Nakışların bugün dört yanın dağlar.

1. Yeşerir bayırlar, çöller, kırmalar / Nakışların bugün dört yanın dağlar.

6. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ortasından kırılarak doldurulan (tüfek)

Örnek:

1. Mustafa, kırma tüfeğe bir kurşun sürdü.

1. Mustafa, kırma tüfeğe bir kurşun sürdü.

7. sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , Melez

Örnek:

1. Arap kırması bir at.

1. Arap kırması bir at.

8. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Yabancı etkilerle özgün niteliğini yitirmiş olan


kırmacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Giysilere pili yapan kimse

2. Basılmış formaları katlayan kimse

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kırılmış tahıl satıcısı

4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Değirmen işleten kimse, değirmenci


kırmacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırmacının yaptığı iş


kırmak fiil

İlgili Kelimeler:

bakterikıran, Kervankıran, sabankıran, saçkıran, sahipkıran, zararlıkıran

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak

Örnek:

1. Taşları kırmak. Bardağı kırmak.

1. Taşları kırmak. Bardağı kırmak.

2. İri parçalara ayırmak

3. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Belirli bir biçimde katlamak

Örnek:

1. Forma kırmak.

1. Forma kırmak.

4. Öldürmek, yok olmasına neden olmak

Örnek:

1. Bu yıl soğuk, hayvanları kırdı.

1. Bu yıl soğuk, hayvanları kırdı.

5. Bir şeyin fiyatını azaltmak, indirmek

Örnek:

1. Firma verdiği teklif fiyatını son dakikada bir yüzde yirmi daha kırıyordu.

1. Firma verdiği teklif fiyatını son dakikada bir yüzde yirmi daha kırıyordu.

6. Tavlada karşı oyuncunun pulunu oyun dışında bırakmak

7. Vücut kemiklerinden birini parçalamak

Örnek:

1. Ayol, yapma, gel, düşüp bir yerini kıracaksın!

1. Ayol, yapma, gel, düşüp bir yerini kıracaksın!

8. Tahılı iri ve kaba öğütmek

9. -e , -e , -e , -e , Hareket durumundaki canlının veya taşıtın yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek

Örnek:

1. Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun.

1. Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun.

10. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dileğini kabul etmeyerek veya beklenmeyen bir davranış karşısında bırakarak gücendirmek, incitmek

Örnek:

1. Bazen bir kelimenin, bir ses tonunun sevdiğimiz bir insanı kırdığını görürüz.

1. Bazen bir kelimenin, bir ses tonunun sevdiğimiz bir insanı kırdığını görürüz.

11. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yok etmek

Örnek:

1. Bir gündüz olsa belki bu derdi kıracağım / Yoksa bu sensizlikten artık çıldıracağım

1. Bir gündüz olsa belki bu derdi kıracağım / Yoksa bu sensizlikten artık çıldıracağım

12. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gücünü, etkisini azaltmak

Örnek:

1. Birkaç gün evvel yağan yağmur sıcağı kırmamış.

1. Birkaç gün evvel yağan yağmur sıcağı kırmamış.

13. argo , argo , argo , argo , Kaçmak, uzaklaşmak

14. nesnesiz , nesnesiz , ticaret , ticaret , nesnesiz , nesnesiz , ticaret , ticaret , Değerinden düşük fiyata almak

Örnek:

1. Bono kırmak. Çek kırmak.

1. Bono kırmak. Çek kırmak.


kırmalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üstünde kırmaları bulunan (giysi), pilili

Örnek:

1. Beyaz, kırmalı, fistolu bir gecelik giymiş, yalnız bir kızı düşünüyorum.

1. Beyaz, kırmalı, fistolu bir gecelik giymiş, yalnız bir kızı düşünüyorum.


kırmalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Melezlik

Örnek:

1. Dinde de cemiyette de bu kırmalık, bu melezlik tuhaf oluyor.

1. Dinde de cemiyette de bu kırmalık, bu melezlik tuhaf oluyor.


kırmasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kırması bulunmayan


kirmen
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Elde yün eğirmeye yarayan tahtadan yapılmış araç


kırmız

İlgili Kelimeler:

kırmız böceği, kırmız madeni, madenkırmız

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırmız böceğinden çıkarılan parlak al boya, çiçek boyası


Lisan : Arapça ḳirmiz

kırmız böceği
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Zar kanatlılardan, küçük bir böcek (Coccus ilicis)


kırmız madeni
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Madenkırmız


kırmızı

İlgili Kelimeler:

kırmızı bayrak, kırmızıbiber, kırmızı bülten, kırmızıçizgi, kırmızı çizgi, kırmızı çürük, kırmızı et, kırmızıfener, kırmızı gömlek, kırmızı kart, kırmızılahana, kırmızı nokta, kırmızı oy, kırmızı pasaport, kırmızı plaka, kırmızıturp, açık kırmızı, kankırmızı, kan kırmızı, koyu kırmızı, alev kırmızısı, ateş kırmızısı, Danimarka kırmızısı, kök kırmızısı, şeytan kırmızısı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Al, kızıl renk

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan

Örnek:

1. Siyah zülüflü, kırmızı dudaklı, altın ve mercan gerdanlı kadınlar.

1. Siyah zülüflü, kırmızı dudaklı, altın ve mercan gerdanlı kadınlar.


Lisan : Arapça ḳirmizī

kırmızı bayrak
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Atletizm yarışlarında hakemlerce gösterilen, sporcunun kurallara uygun olmayan bir biçimde atladığını veya koştuğunu belirten kısa saplı bayrak