Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kılsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kılsız olma durumu


kılükal
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Dedikodu, söylenti

Örnek:

1. Aşk imiş her ne var âlemde / İlm bir kılükal imiş ancak

1. Aşk imiş her ne var âlemde / İlm bir kılükal imiş ancak


Lisan : Arapça ḳīl + ḳāl

Telaffuz : kı:lüka:l

kilüs
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Bağırsaktan gelen, içinde yağ damlacıkları bulunan ak kan


Lisan : Arapça keylūs

kim
Anlamı:

1. zamir , zamir , zamir , zamir , `Hangi kişi?` anlamında cümlede, özne, tümleç, nesne, yüklem görevinde kullanılan bir söz

Örnek:

1. Kim sesini çıkarırsa karşısında beni bulur.

1. Kim sesini çıkarırsa karşısında beni bulur.


kim
Anlamı:

1. bağlaç , bağlaç , eskimiş , eskimiş , bağlaç , bağlaç , eskimiş , eskimiş , Ki

Örnek:

1. Dedi kim tazeliğim çağında / Bir gülün bülbül idim bağında

1. Dedi kim tazeliğim çağında / Bir gülün bülbül idim bağında


kim bilir
Anlamı:

1. belirsizlik, bilinmezlik bildiren bir söz

Örnek:

1. Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında / Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında

1. Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında / Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında

2. olabilirlik bildiren bir söz

Örnek:

1. Kim bilir ne kadar çok beğenildi.

1. Kim bilir ne kadar çok beğenildi.


kim kime dum duma
Anlamı:

1. kimsenin kimseyle ilgilenmediği, kimseye önem verilmediği, çok karışık bir durumu anlatan bir söz

Örnek:

1. Gece yarısı kim kime dum duma, köşk de eski yapı zaten, baca gibi alev bir anda dört yanı sarıvermiş.

1. Gece yarısı kim kime dum duma, köşk de eski yapı zaten, baca gibi alev bir anda dört yanı sarıvermiş.


kim oluyor?
Anlamı:

1. `kendini ne sanıyor, ne hakkı var?` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Sen kim oluyorsun da beni kendi yerimden kovuyorsun?

1. Sen kim oluyorsun da beni kendi yerimden kovuyorsun?


kim vurduya gitmek
Anlamı:

1. bir kalabalık arasında öldürülen veya vurulan kimsenin kimin tarafından öldürüldüğü veya vurulduğu anlaşılamamak

Örnek:

1. Herkes suçlu bu ortamda, herkes kim vurduya gidiyor, herkes korkuyor.

1. Herkes suçlu bu ortamda, herkes kim vurduya gidiyor, herkes korkuyor.


kime ne
Anlamı:

1. `başkasını ilgilendirmez` anlamında kullanılan bir söz


kimi

İlgili Kelimeler:

kimi vakit, kimi zaman

Anlamı:

1. zamir , zamir , zamir , zamir , Birtakımı, bazısı, kimisi

Örnek:

1. Kimi duvarlarına renkli taşlar kaktı. Kimi bahçesine ağaç dikti.

1. Kimi duvarlarına renkli taşlar kaktı. Kimi bahçesine ağaç dikti.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bazı

Örnek:

1. Kimi kez, hikâye yazmanın anlık bir istek olduğunu düşünürüm.

1. Kimi kez, hikâye yazmanın anlık bir istek olduğunu düşünürüm.


kimi kimsesi olmamak
Anlamı:

1. yakını, koruyucusu bulunmamak


kimi köprü bulamaz geçmeye, kimi su bulamaz içmeye
Anlamı:

1. insanların nasipleri arasındaki tutarsızlıkları belirten bir söz


kimi vakit
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ara sıra


kimi zaman
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ara sıra

Örnek:

1. Kimi zaman yoluna yalnız başına devam etme zorunluluğuyla da karşılaştı.

1. Kimi zaman yoluna yalnız başına devam etme zorunluluğuyla da karşılaştı.


kımıl

İlgili Kelimeler:

kımıl kımıl

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yarım kanatlılardan, sap, çiçek, yaprak ve başakları emerek veya yiyerek ekin hastalığına yol açan, vücudu kalkana benzeyen zararlı bir böcek (Aelia rostrata)


kımıl kımıl
Anlamı:

1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Durmadan kımıldayarak

Örnek:

1. Keçi vurdum bayıra / Kımıl kımıl yayıla

1. Keçi vurdum bayıra / Kımıl kımıl yayıla


kımıldama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kımıldamak işi


kımıldamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yerinde hafifçe hareketlenmek, kımıldanmak

Örnek:

1. Güneş kuru bir kütük ateşi gibi kımıldayan al alevler arasında gurup ediyordu.

1. Güneş kuru bir kütük ateşi gibi kımıldayan al alevler arasında gurup ediyordu.


kımıldanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kımıldanma işi


kımıldanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kımıldanmak işi


kımıldanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kımıldamak

Örnek:

1. Maçın sonuna dek kafasına birdenbire yumruk yemiş bir çocuk şaşkınlığıyla kımıldanmadan oturdum.

1. Maçın sonuna dek kafasına birdenbire yumruk yemiş bir çocuk şaşkınlığıyla kımıldanmadan oturdum.


kımıldatabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kımıldatabilmek işi


kımıldatabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kımıldatma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Kımıldatmaya gücü yetmek


kımıldatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kımıldatmak işi