Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
katlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek

Örnek:

1. Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu.

1. Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu.

2. Arttırarak çoğaltmak

Örnek:

1. Parasını ikiye katladı.

1. Parasını ikiye katladı.


katlanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Katlanabilmek işi


katlanabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Katlanma ihtimali veya imkânı bulunmak


katlandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Katlandırmak işi


katlandırmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Katlanmasını sağlamak


katlanılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Katlanılmak işi


katlanılmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Katlanma işi yapılmak

Örnek:

1. Fakat bu işin karadan ve havadan, katlanılamayacak kadar ağır bir riziko istediği besbelli.

1. Fakat bu işin karadan ve havadan, katlanılamayacak kadar ağır bir riziko istediği besbelli.


katlanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Katlanma işi


katlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Katlanmak işi

Örnek:

1. Yalnız katlanmamı değil katlanmam gereken şeyi yapması için eline silah vermemi de istiyordu.

1. Yalnız katlanmamı değil katlanmam gereken şeyi yapması için eline silah vermemi de istiyordu.


katlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Katlama işi yapılmak

Örnek:

1. Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu.

1. Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu.

2. -e , -e , mecaz , mecaz , -e , -e , mecaz , mecaz , Hoş olmayan bir duruma, güç şartlara dayanmak, tahammül etmek

Örnek:

1. Böyle bir yolculuğa katlanabilecek hâlde değildir.

1. Böyle bir yolculuğa katlanabilecek hâlde değildir.


katlatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Katlatmak işi


katlatmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Katlatma işini yaptırmak


katlayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Katlayabilmek işi


katlayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Katlama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Katlama becerisi bulunmak


katlayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Katlama işi


katledebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Katledebilmek işi


katledebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Katletme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Katletmeye gücü yetmek


Lisan : Arapça ḳatl + Türkçe edebilmek

Telaffuz : ka'tledebilmek

katlediş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Katletme işi


katletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Katletmek işi


katletmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İnsan öldürmek

2. Zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek

Örnek:

1. Bu adam benim can düşmanımdır. Haksız yere beni katlediyor.

1. Bu adam benim can düşmanımdır. Haksız yere beni katlediyor.

3. Zarar vermek

Örnek:

1. Doğayı katletmek.

1. Doğayı katletmek.


Lisan : Arapça ḳatl + Türkçe etmek

Telaffuz : ka'tletmek

katlettirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Katlettirmek işi


katlettirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Katletme işini yaptırmak


Telaffuz : ka'tlettirmek

katlı

İlgili Kelimeler:

katlı kur, çok katlı otopark, üç katlı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Katlanmış, bükülmüş

Örnek:

1. Katlı mendilleri dolaba koydu.

1. Katlı mendilleri dolaba koydu.

2. Katı veya katları olan

Örnek:

1. Çok katlı apartmanlarda oturanlar arasında zıtlaşmalar olağan oldu.

1. Çok katlı apartmanlarda oturanlar arasında zıtlaşmalar olağan oldu.


katlı kur
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Az gelişmiş ülke ekonomilerine özgü birden çok döviz kuru uygulama yöntemi


katliam
Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Kırım

Örnek:

1. İlk katliamdan kaçan Müslümanların malı, mülkü, evi Makedonya muhacirlerine verilmiş.

1. İlk katliamdan kaçan Müslümanların malı, mülkü, evi Makedonya muhacirlerine verilmiş.


Lisan : Arapça ḳatl + ʿāmm

Telaffuz : ka'tlia:mı