katlanmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Katlama işi yapılmak

Örnek:

1. Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu.

1. Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu.

2. -e , -e , mecaz , mecaz , -e , -e , mecaz , mecaz , Hoş olmayan bir duruma, güç şartlara dayanmak, tahammül etmek

Örnek:

1. Böyle bir yolculuğa katlanabilecek hâlde değildir.

1. Böyle bir yolculuğa katlanabilecek hâlde değildir.