Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
karavana borusu
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Yemek vaktinin geldiğini bildiren boru sesi


karavana çıkmak
Anlamı:

1. yemek hazırlanmak veya gelmek


karavanacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karavanayı taşıyan asker

2. argo , argo , argo , argo , Hedef tahtasını vuramayan kimse


karavanacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karavanacı olma durumu


karavanadan yemek
Anlamı:

1. aynı kaptan topluca yemek


karavaş
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Savaşta tutsak edilen veya satın alınan kadın köle, kul


karavaşlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karavaş olma durumu


karavel
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çift motorlu bir uçak türü


Lisan : Fransızca caravelle

karavela
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , denizcilik , denizcilik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , denizcilik , denizcilik , Büyük deniz teknesi

2. Gemilerde denizcilik kurallarına aykırı durum


Lisan : İtalyanca caravelle

Telaffuz : karave'la, l ince okunur

karavide
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kerevit


Lisan : Rumca

Telaffuz : karavi'de

Karay
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karaim


Özel: Evet

karaya
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Eczacılıkta kullanılan ve çürümeyen bir bitki


karaya ayak basmak
Anlamı:

1. deniz, göl vb.nden karaya çıkmak

2. deniz taşıtından karaya çıkmak


karaya çıkarmak
Anlamı:

1. göl veya denizden karaya çıkmasını sağlamak

Örnek:

1. Sizi kaptan bir filika ile karaya çıkarır.

1. Sizi kaptan bir filika ile karaya çıkarır.


karaya düşmek
Anlamı:

1. deniz içinde bulunan bir şey akıntı veya dalga ile kıyıya atılmak


karaya oturmak
Anlamı:

1. gemi denizin sığ bölümüne saplanıp kalmak

Örnek:

1. Olan olmuş, bizim teknenin bir yanı, pamuk şiltelere serilir gibi karaya oturmuş.

1. Olan olmuş, bizim teknenin bir yanı, pamuk şiltelere serilir gibi karaya oturmuş.


karaya sabun, deliye öğüt neylesin
Anlamı:

1. `özü bozuk olan şey, düzeltme çabalarıyla iyi duruma getirilemez` anlamında kullanılan bir söz


karaya vurmak
Anlamı:

1. karaya çarpmak

Örnek:

1. Loşluklar içinde bana, sandalımız ikide bir karaya vuruyor gibi geliyordu.

1. Loşluklar içinde bana, sandalımız ikide bir karaya vuruyor gibi geliyordu.

2. denizdeki bir cisim kendini karaya atmak

Örnek:

1. Ağzımı, karaya vurmuş bir balık gibi sonuna kadar açıyorum ama soluk alamıyorum.

1. Ağzımı, karaya vurmuş bir balık gibi sonuna kadar açıyorum ama soluk alamıyorum.


karayaka
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Doğu Karadeniz kıyı bölgesinde yetişen, uzun kuyruklu, beyaz renkli bir tür koyun


Telaffuz : kara'yaka

karayandık
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Deve dikeni


Telaffuz : kara'yandık

karayanık
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Şarbon


Telaffuz : kara'yanık

Karayazı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Erzurum iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : kara'yazı

Karayca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 Karaimce


Özel: Evet

karayemiş

İlgili Kelimeler:

karayemiş ağacı

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Taflan


Telaffuz : kara'yemiş

karayemiş ağacı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Taflan